Piyano Eğitimi
    • Popüler
    • Tarihe Göre
    Vidiom
    Bu başlığa vidio eklemek için telefonundaki dio uygulamasından giriş yap!
      mrsaydn
      Şanlıurfa’da piyano öğretmeni /öğrencisi olmak mutlaka karmaşık tınlayan bir uğraştır. Çünkü hem piyano çalgısı yabancı bir çalgı, hem çalgının ait olduğu kültür yabancı, hem de uğraşın çabanın amacı öğrenen ve öğreten taraflarca başka başkadır. Az çok sevdiğim işimi nasıl güzel yapabilirim? Hakettiğim deneyimlere ve ihtiyaç duyduğum bilgilere nasıl ulaşabilirim tükenmekte olan idealist çabalarımı nasıl kurtarabilirim. Hepimizin ihtiyacı olan zihinsel faaliyetlerden mahrum kalmanın toplumsal ve kişisel hasarları oldukça ağırdır. Amacım gerçek bir usta olmaktır. En azından geçen yılların farkı bu çevrede görünür olmalıdır. Piyano öğretmenliği demek bazı uyarıları mezuniyete kadar tekrar tekrar yinelemektir. Bazı cümleler derslerde o kadar çok tekrarlanır ki atasözü deyim bilgeliğine ulaşır. Örneğin,” iki çizgiyi görmeden paçaları sıvama” gibi…(Öğrencinin 2 sayfalık ödevi, bir sayfa zannettiğini ileri sürmesi gibi durumlarda söylenir.) Bu nedenle sadece piyano derslerine ait bir defter edinmeleri sağlanır ki bu o kadar da kolay değildir. Bu defterde en çok yinelenen uyarılara yer verilir, çünkü öğrenciler kendileri de ekonomik nedenlerle işin kapsamını bilmeden piyano öğretmenliğine soyunacaklardır. En azından unutmaya eğilimli oldukları ya da anlamını tam olarak bilemedikleri bu uyarılar onlara yol gösterebilir. Bu defterde en çok müziğin metrik olduğu, çalışmalarda dönüşler mümkün ama derslerde ödevler çalınırken başlayıp bitirmenin önemi vurgulanmaktadır. Yeni başlayanlarda öğretmen öğrencisi arasındaki saygı sevgi ve yakınlık, oturma düzeni ve elin pozisyonunun korunması ile ilgili uyarılar fazlaca tekrar edilir. Defterde bir parçanın en güzel yerinin en son ses olduğunun yazılı olması oldukça anlamlıdır. Piyano dersinin gerekli yinelemelerinin örneklerini çoktur. Ancak konumuz bu değildir. Konumuz bu ayrıcalıklı eğitimin hedefine ulaşmasını sağlamaktır. Eğer müzik eğitiminin amacını Suzuki gibi güzel bir kalp kazanmak ve eğitimci olarak(bu noktada müzik öğretmeni yetiştiren bir kurumda görev aldığımı belirtmek isterim, ilk orta öğretimdeki öğrenciler müzik yeteneği bakımından seçilmiş kişiler değildirler sınıftaki” o” öğrenciyi bulmamız gerekir) herkesin müzik yeteneğine sahip olduğunu savunarak belirlemişsek bu öğretimin amacı aslında kendini bulmak ve tanımaktır.
        kim_oldugun
        https://youtu.be/h_jjl5laExw
        https://youtu.be/h_jjl5laExw
        sana gelsin 🖖 kardeş
          mrsaydn
          6-İnsan yapısı gereği özellikle son dönemlerde mono tasking çalışarak fayda gören bir canlıdır. Piyano çalmak ise multi tasking bir süreçtir. Yani zordur ve zorlanmayı seven insanların sayıları ise azdır. Yani konu beynin sağ sol lobunu aynı anda kullanmak kadar karanlık bir açıklamayla anlatılamaz. Her konuyu ya siyah ya da beyaz olarak değerlendiren toplumlarda piyano çalmanın güzelliği de nasibini bu tür değerlendirmelerle almıştır. 7-Piyano çalışmalarında DEHB olan öğrencilere pomodoro tekniği önerilmektedir. Piyano çalışılması gereken zamanlarda yapması gerekeni bırakıp başka bir işle uğraşmayı engellemeye yardımcı olur(yemek yemek gibi) 8-Öğrencilerimizin bizlerde de oldukça yaygın olan reddedilmeye karşı disforileri(rahatsızlığın adı bu kimse kimseyi reddetmiyor tabi ki) vardır. Derse sadece iyi şeyler duymak üzere gelirler. Bundan ötürü hem melekdaşlarımız hem de kısmen bizlere benzeyen öğrencilerimiz, eleştirildiğimizde yıkıma uğramaktayız. Bu durum da bizlerde ruminasyona neden olmaktadır. 9-Piyano dersleri yanında spor yapmak ihtiyaç duyulan nörotransmiterları arttırarak öğrenmeye destek olmakta yanında yeni beyin hücreleri oluşmasına yol açtığı da bildirilmektedir. 10- Piyano çalanlarda olumsuz negatif düşüncelere kapılmak görüldüğünden bunların tekrar tekrar dönerek içselleşmesinin önüne geçilmelidir. 11- Ayrıca öğrencilere yapıştırılan tembellik umursamazlık veya duygusuzluk gibi etiketlerin aslında başkaları tarafından kendileri hakkında bu üç tanımlama dışında daha nitelikli açıklamalar ve tanımlamalar araştırılmadığı için konduğunu söyleyebilirim. 12-Derse hep geç kalan öğrenciye geciktiği söylendiğinde öfke ile karşılaşılır bu öfke aslında kendine duyduğu öfke iken muhatabı öğretmen olmaktadır. Duygusal düzensizlikler dürtüsel tepkiler yerine farkındalık adı verilen o anda değil nasıl tepki vermek istediğine karar vererek davrandığı bir çalışmaya dönüştürülmelidir. Farkındalık duygusal tepkileri yavaşlatmaktır. Kendini gerçekleşmesi mümkün olmayan ödüller için engellemek, hissetme biçimleri, kendini yatıştırmak, hedefler doğrultusunda makul ve mantıklı davranmak da çalışılması gereken konulardır. Bu alanda usta olmayı dileyen bunun için bilmeyi bilmek isteyen (çünkü aslolan “ilim ilim bilmektir”) gerekenlere açlık duyan, koşullar ne olursa olsun ulaşılanlar üzerine düşünen, sunulanı değil artık tercih ettiğini öğrenmeyi seçen kimseler de var. Yukarıdaki deneyimler aktarıldığında, yeni soruların sorulması zihin beyin benlik adı her neyse yanıtların bu kişilere ulaşması amaçlanmaktadır.
            mrsaydn
            Yüksek lisans tezim felsefe ile müzik ilişkisiydi o zamanlar aslında ihtiyaç duyduğumun müziğin ,bilmenin kendisi ile ilişkisi olduğunun farkında değildim ama en azından konuyu kendim belirlemiştim. Yüksek lisans tezimde ise Suzuki yöntemi ile piyano eğitimini çalışırken, Japonların Batı’ya kültürel entegrasyon modeli üzerinde kendi toplumumuza örnek teşkil eder mi sorusuyla karşı karşıya olduğumu sonradan farkettim. Doktora tezimde de yıllar sonra anlayacağım üzere ,beynin yönetsel işlemlerinden, dikkat bilişsel öğrenme gibi ve sonradan sinir sistemimde piyano çalmamın önündeki engellerin neler olduğu konusu gözlerimin önüne seriliverdi. Piyano eğitiminde düşünmeden tabureye oturulmaz anlam vermeden hiçbir şey çalınmaz çünkü düşünmeden soru sormaya ihtiyaç duymadan ve anlamlandırılmadan öğrenilenler oldukça zavallı bilgilerdir. Başkalarına muhtaç öğrenmelerdir. Piyano öğretiminde bazı başlıklar hastalık eksiklik ve bozukluklar üzerinedir, öğrenciler bunu bilmezler. Örneğin ağır çalmak bir hastalıktır bu illete bir kez yakalanıldığında kurtulması çok zordur. Hata yapmadan hata yaptığını zannederek durmak, dön babam başa hata yaptıkça en başa dönüp durmak saplantılı bir zihne işaret etmektedir. Hiçbir parçayı sabırla çalışamayıp bitirememek her şarkıyı yarım yamalak çalışıp yenisine geçmek de böyledir. 1-6 aydan fazla dikkatsizce hatalar yapmak bir dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) sendromudur. Çaldığı parçanın tonunu başka bir ton zanneden öğrenci, zannetmenin varsaymak olduğunu ve bilginin sağlamasını yaparak zannetmekten bilmeye terfi edeceğini 3-4 yılda farkedememişse büyük bir dikkat sorunu var demektir. Çaldığının tonunu öğretildiği halde bilmeyenler ise kendini bilmeyecek kadar dikkatsiz olarak değerlendirilir. (Bilmek için sadece son ses, akor ise genellikle en kalın sese bakarak sesin adı yanında majör veya minör olabilir diye varsayıp parçanın donanımına bakarak karar verme üzerine iki adım atılması gerekmektedir) 2-Çaldığını dinlememek gibi hatalar da keza DEHB sendromu olabilir. Öğrenci ünison bir parçayı sağ el başka sol el başka seslerle çalarak bitirir ve farketmez ise… 3-Piyano ödevleri çalışmalarında DEHB bozukluğunda görülen ve zaman körlüğü diye adlandırılan zamanın yönetilmesi ve bir görevin ne kadar sürede tamamlanacağını tahmin edememe yanında organizasyon becerileri de üzerinde çalışılması gereken konulardır. 4-Kısa süreli hafıza, az sayıda bilgiyi kısa süre hafızada tutmaya işlemeye yarar. Aynı zamanda dikkati bir görevden diğerine değiştirmeye , ödülleri geciktirmeye yarar. (ödüller geciktirilerek uzun dönemli başarılara ulaşılır) Çoğu kişi buna yetişkin olmak demektedir. Yanısıra yetişkinlik, kişiden kendi kendisini yönetmesinin beklendiği bir dönemdir. Bizim piyano eğitimimiz yetişkin eğitimidir. 5-Bir işi yapmak istemek ile yapmak başka başkadır. Çoğu insanlar araya bir motivasyon köprüsü inşa ederler. Ancak DEHB ‘de bu köprünün tahtaları oldukça aralıklıdır.
              mrsaydn
              İşe başladığım yıllarda, daha başka derslere toplu derslere de giriyordum. Piyano dersleri en az iki kişiyle yapılan dersler bizim bölümümüzde. Şimdi bireysel piyano dersleri de yapılıyor. O zamandan bu yana yaklaşık 12 yıldır alanımda hayli yeterli bir donanıma sahip olmama karşın başarılı olmak için hep daha fazla bilgiye ihtiyaç duydum. Mevcut müfredatın dışına çıkarak çalıştığım öğrenciler de oldu. Taktir edilmelidir ki hem öğretilen müzik türü farklı hem de öğrenme amaçları farklı . Ancak geldiğim noktada müziğin kendisini öğrenmeye değil ama meslek edinmeye ihtiyaç duyan öğrencilere karşı en azından , 4 yılın (artık bir yıla indi) sonunda sevdikleri bir şarkı ya da okulda öğretecekleri bir şarkıya ya da kuracakları bir koroya piyano ile eşlik edebilecekleri yeterlilikleri kazandırmayı görevimin sorumluluğu bildim. Ailelerince piyano kurslarına gönderilen öğrenciler bizim mezunlarımızca çalıştırılmaktadır. Kursa yazdırılan öğrencilerin bu çalgıyı sevmekten çok akranlarından üstün olmaları amaçlanmaktadır. Çünkü piyano eğitiminin beynin farklı yarıkürelerini (sağ ve sol lob) aynı anda çalıştırdığı bilgisizliği dilden dile aktarılan bir safsatadır. Piyano eğitimi beyni çok geliştirse de durum böyle anlaşılmamalıdır. İnsanlar aklını kullanmak üzere kendini tanımak için bir işi güzel yapmayı öğrenmek isterlerse piyano çalmak bu taleplere karşı bire birdir. Beynini de sinir sistemini de motor becerilerini de nasıl geliştirdiklerini farkedebilirlerdi. Müzikte vuruşlar metrik denilecek biçimde eşit aralıklıdır. Bunlar üzerinde oluşturulan tartım kalıpları çevremizde şehir adlarıyla öğretilmektedir. Bu durum kalıpları oldukça ilkel biçimde öğretse de bir süre sonra yetmediğinden tartımlar bu şehir isimlerince temsil edildikleri kadar öğrenilmektedir. Nota yazısı ise ayrı bir beceri olarak hak ettiği önemi görmemekte nota okuma daha çok bir öğrenci çalmayı başardığında diğerlerinin onun yaptığını kulaktan ezberlemeleri ile yayılması sonucu çeşitli bahanelerle belli bir düzeyde öğrenilir. Dikey okuma öğretmenin marifetleri ve zora koşması ile mümkündür. Gerçekten piyano çalarak bilmeyi bilmek isteyen talebeler yoktur bunlar öğretmen tarafından her ders öğrenciye ince ince işlenir. Çünkü piyano taburesine oturmak demek çalgının yapısı gereği düşünmeye başlamak demektir. Talebe bilgiyi talep etmelidir bunun için ise en azından soru soran kişilere ihtiyaç duyulur. İlk derslerde soru soramaya başlamak ve kendilerini sorgulamaları için ipuçları sunulur. Bu kesimin müziği hangi gözlerle gördüğünü anladığımızda onlara müziğin zannettikleri bir sanat olmadığını göstermemiz beklenir. Klasik batı müziği akıldır farklı boyutlar arası ilişkilerin kurulduğu gerilim çözülüm ilişkilerini anlatmak gerekmektedir. Bütün öğrenciler hatta insanlar müziği sevdiklerini söylerler ancak sevmenin sadece kalp ile değil akılla gerçekleştiğini bilmemektedirler.
              /
              0

              Tarihe Göre

              İçerik bulunamadı.