Sinema Tarihinin Antidepresan Etkili Filmleri
    • Popüler
    • Tarihe Göre
    Vidiom
    Bu başlığa vidio eklemek için telefonundaki dio uygulamasından giriş yap!
      mrlawyerkk
      Hani şu izleyince sinirlerinizi aldırmışsınız gibi yumuşak ve yüksüz olduğunuz genelde Cumartesi akşamı ertesi günün tatil olduğunu bilmenin getirdiği huzur ve mutlulukla izlenen filmler. Stuck in Love birçok listenin başında geliyor. The Intern favorilerimden biridir. Antidepresan etkili falan ama hırslandırır da izleyicisini. Ratatouille, Buz Devri serisi gerildiğinizde açın izleyin derim.
        esseref
        çocuk animasyonları iyi oluyor. sıkıntılarını düşünmeni engelliyor. arabalar serisi favorim bu konuda
          eksi_pirasa
          ocean's serisi. diğer hırsızlık filmleri kadar heyecanlandırıp germiyor o nedenle. sakin sakin izleyebiliyorum aksiyonu
            minmina
            küçükken the fox and the child diye film izlemiştim. doğanın güzelliği ve tikiyle kızın arkadaşlığını görünce baya sevmiştim. kafamı ne zaman rahatlatmak istesem bu filmi açarım
              android_dahaiyi
              2014 yapımı chef filmi. rahatlattığı kadar acıktırıyor da
                isirgan_otu
                i soliti ignoti: eğlencesi, kahkahası, komedisi bol bir soygun filmi. ya da soygun yapmaya çalışan mahalleliler filmi. ayrıca sinema tarihinin gelmiş geçmiş en karizmatik aktörlerinden marcello mastroianni ve claudia cardinale'in gençliği de filmin bonusları. the miracle worker: azmin ve umudu kesmemenin en nadide örneğini bu filmde bulacağınıza eminim. bir insanı hayata bağlamak için ne denli çabalar harcandığını görüp de etkilenmemek elde değil. kısaca konusu; görme engelli bir öğretmenin kendisi gibi görme engelli, konuşmayan küçük bir kıza harcadığı takdire şayan çaba. walkabout: genç bir kızın, küçük kardeşiyle birlikte avustralya'nın çorak arazisinde hayatta kalma mücadelesini anlatan kıyıda köşede kalmış enfes filmlerden. filmde yaban hayatı ve modern hayatın unsurlarına küçük dokunuşlar mevcut. mesela ufak bir örnek; kızın onca uğraştan sonra yaban hayatından kurtulup kara yoluna ulaştığı sahnede, yola adımını atarken ayağının yakın plan çekilmesi gibi. la historia oficial: totaliter rejimleri eleştiren iyi filmlerin başında gelir. arjantin'de, askeri cuntanın dayattığı tarih müfredatına karşı duran bir grup gencin çevresinde başlayan film, zamanla askeri darbenin gölgesinde gerçekleşen sokak hareketlerine dek uzanır. muhakkak izlenmeli. filmde çizilen politik tablo, genel hatlarıyla ülkemize çok da yabancı değildir. fury: güncelliği halen devam eden linç kültürünü gözümüze sokan ibret alınası filmdir. cahil bir kasaba güruhunun lincine uğramış bir insan olsanız intikamını alır mıydınız almaz mıydınız? linç, adalet, intikam sorunsalı. hepsi bu leziz filmde. balkanski spijun: izleyeceğiniz en paranoyak karakterlere sahip filmdir. kısaca konusuna değinecek olursak; devletine, komünizme sonuna kadar bağlı yugoslav yurttaş olan ilija, yanyana olan iki evinden birini iş adamına kiraya veriyor. ancak nasıl bir paranoyaklıksa, evini kiraya verdiği adamın rejim karşıtı kapitalist ajan olduğundan çok saçma bahanelerle şüphelenip, takip etmeye başlıyor. hayır, bir süre sonra da en az kendi kadar tuhaf abisi, hatta çok derin bir yapılanma olduğundan şüphelendiklerinden, abisinin oğulları da katılıyor. sonuna kadar kahkahalarla "yuh arık, n'oluyosunuz. bu kadarı da fazla" dedirten olaylar silsilesiyle geçen, aynı zamanda da kapalı toplumları da doyasıya taşlayan bir filmdir. the last seduction: ters köşeye yatırmalı, karmaşık kurgulanmış, dişe dokunur bir film izlemek istiyorsanız şiddetle tavsiye edilir. kind hearts and coronets: ingiliz aristokrasisinde; hırsın, intikamın göz bürümesi üzerine yapılmış, en soğuk kanlı seri katile de sahip leziz filmlerden biridir. ayrıca gelmiş geçmiş en hazinli sonlardan birini de barındırmaktadır. daha var kardo karakterler yetmiyor 😅😅
                  isirgan_otu
                  spalovac mrtvol: filmin baş kahramanı cermen asıllı, çekli bir kremator. bildiğimiz cenaze yakıcı, sıradan bir insan. nazi işgaliyle beraber bir arkadaşı tarafından aklı nazizm ile çeliniyor. ancak karısı da bir yahudi. hayal edin, gitgide nazizmi benimseyen bir krematorun eşi ve bir yahudi. hangimiz bu kadının yerinde olmak isterdik? politika ve inanç ekseninde harika bir gerilim. punishment park: en cesur filmlerden biridir. türü, sahte belgeseldir. (pseudo-documentary) devlet tarafından muhalif görülen gençler, özgürlüklerini kazanmak için zoraki olarak insanlık dışı bir yarışa sokulurlar. filmin vuruculuğunun yanında; mahkemede hakim ve gençler arasında öyle ideolojik tartışmalar duyarız ki, her biri, bir ötekinden daha fazla etkiler bizi. inherit the wind: sağlam diyalogların ve performansların havada uçuştuğu bir mahkeme filmi. mahkemelik olay ise küçük yaştaki öğrencilere ders esnasında darwin'in evrim teorisinden bahseden bir öğretmen. film boyunca, tahmininiz üzere konu mahkemede çok hararetli tartışılıyor. bunun yanında hava da bir o kadar boğucu ve sıcak. yani film çok hararetli, çok leziz. the ox-bow incident: çaresizlikle izleyeceğiniz, önyargıların ne kadar hazin sonuçlara sebebiyet verebileceğini gösteren belki bundan daha iyi bir film yapılmamıştır. film boyunca bütün olan biteni büyük bir çaresizlikle seyrediyorsunuz. hele ki filmin son anlarında, gerçekten nutkunuz tutuluyor, konuşamaz hale geliyorsunuz. oldukça da kısa bir film. (imdb) muhtemelen aynı çaresizliği amerika'nın bir dönem yoğun tecrite tabi tuttuğu yönetmen dalton trumbo'nun iki kolu ve iki bacağını kaybetmiş vietnam gazisi askerin hikayesini anlattığı johnny got his gun filmini seyrederken yakalayabilirsiniz. un condamne a mort s'est echappe: adı uzun, kendi ise kısa ve yalın olan bu filme istemsizce mest oluyorsunuz. bir hapishaneden kaçış filmi. yalnız öyle bir kaçış filmi ki, hareket yok. film boyunca genel itibarıyla bir mahkumun iç konuşmaları ve yaptığı hazırlığı seyretmekle meşgul oluyoruz. buna rağmen, filmin sonuna yalnızca "vay be" denebilir. bu kadar mıydı? bu kadar kolay mıydı? adam elini kolunu sallar ve gider. öyle bakakalırız arkasından. filmin tam adı: un condamne a mort s'est echappe ou le vent souffle ou il veut le trou: yapılmış belki de en iyi hapishaneden kaçış filmi. filmdeki kum saatine ayarlı olarak nefesiniz bir hızlanacak, bir inecek. seyir zevki alacağınız bir film arıyorsanız muhakkak izleyin. ayrıca sinema tarihindeki en vicdansız ihanetlerden birine de şahit olacaksınız.
                    isirgan_otu
                    şimdi benim hiç adı duyulmamış sinema arşivimi actirtmayın😅
                      silmarillion
                      Salaklar sofrası, çok güzel bir fransız komedisidir, ben yeşilçam komedi filmlerine çok benzetirim
                        cinayetvaraga
                        "sezon" dergisinin son sayısında bunun gibi bir başlık vardı. Eric Rohmer filmleri bana öyle geliyor. Sükun içinde sinemanın en güzel halinde gevşiyorum.
                        /
                        0

                        Tarihe Göre

                        İçerik bulunamadı.