Hikaye Uyduruyoruz (uçmak Serbest)
    • Popüler
    • Tarihe Göre
    Vidiom
    Bu başlığa vidio eklemek için telefonundaki dio uygulamasından giriş yap!
      diocubacito
      Ben Deniz. Kardeşimle birlikte Tayland da denize sıfır bir Türk köyünün kumsalındayız .Kumsalda tayland'lı bir kabile var. Kardeşim kumda oynarken ben de denize ayaklarımı sokuyorum .Yanıma kabileden bir türk geliyor ''selam'' diyor ''merhaba'' diyorum. yanıma oturuyor. ''Deniz çok güzel değil mi ? Sanki dünyada değilmişiz gibi.'' ''Evet... Dalgaların şarkısına martılar eşlik ediyor sanki .'' ''Bizim buralar da çok güzeldir. Adın ne?'' ''Deniz'' ''Ben de Umut , Memnun oldum'' dedi güneşi kıskandırabilecek bir gülümseme ile. ''Yürüyelim mi?'' dedi ''Olur'' ... Sahilde yürürken karşımıza kabileden 2 tane kaslı abla çıkıyor. Bakışlarından bir terslik olduğunu anlayabiliyorum. ''Deniz koş koş koş'' diyor Umut elimi tutarken . Koşmaya başlıyoruz. ''kabileye gitmemiz lazım .Bunlar buranın arızaları .Eğer denizden gidersek ,hem izimizi kaybettiririz hem de daha çabuk ulaşırız'' diyor. ''Tamam hadi.'' Denize giderken Mutlu Gündüz yerini Hüzünlü Gece'ye bırakıyor yerini . Birden Umutla ellerimiz kopuyor.Ve umut gözden kayboluyor. ''Umut ! Umut!'' ''Deniz! bekle geliyorum seni bırakmadım! '' O sırada korkuyla karışık üşüyen ben titremeye başlıyorum ve ayağıma kramp giriyor . Ama ben sadece bekleyebiliyorum . Birden belimde bir ısı hissediyorum . ''İyi misin ?'' Diyor umut endişeli bir yüz ifadesi ile. ''Ayağıma kramp girdi. Kaldım burada yaa!'' ''Hahhahah Kalmadın çıkarız kıyıya .'' diyor ve onun eli benim belimde, benim elim onun boynunda kıyıya çıkıyoruz . Kıyıya çıkınca ayağım çoktan açılmış oluyor ve yürüyebiliyorum. Kabileye gidiyoruz Aydınlığın Karanlığı'nın vaktinde. Kabileye varınca bir tane banka oturuyoruz nefes nefese . O an aklıma kumsalın yanına -bir geri zekalı akılla- bıraktığım 12 yaşındaki kardeşim geliyor. ''Hakan!?'' ''Nerede hakan Deniz !? '' ''kumsala bırakmıştım'' dediğim sırada koşuyorduk . Ve hakan yoktu! ''HAKAAAN! NEREDESİN!?'' diyorum ama bulamıyorum hakanı .birden suların çekildiğini fark edip telaşla denize koşuyorum. ''Hakaan!''aklıma kabile geliyor . sudan çıkıp kabileye koşuyorum. ''Hakan burada mı ?'' teyze gülerek benle dalga geçiyor ''Bilmem burada mı?'' Hakanın teyzenin yanında kıvrılıp uyumuş olduğunu o an fark ediyorum. İçime sular serpiliyor. ''Teşekkür ederim'' Deyip ayağa kalkıp Umut'un yanına gidiyorum. umut kardeşimin kabilede olduğunu fark etmiş olacak ki bir banka oturmuştu. Yanına oturuyorum 1-2 saniye sonra yanağına bir öpücük kondurup başımı omzuna koyuyorum. ''Teşekkür ederim'' başımı omzu ile boynunun arasın alıp saçlarımdan öpüyor. ''Bir şey değil''
        muzlu-pasta
        Bebekken beni balkona koymuşkar tabi ben bez giymiyormusum yaz zamanı diye ay sen o arada benim büyük tuvalet gel tabi o zamanda 2 yaşındayım balkona sıçıyım derken balkonun demirliklerinden asşağı sıçmışım oda adamın birinin kafasına düşmüş
          karolunita-
          wöhh ama sen de çok uçmuşsun çok saçma sndbncvxmlkjj
            caresizcare
            Leo diye bir site varmış editörler uyuzmuş O sebeple kimse kalmamış Sonrada mileete böyle kalmış ortada
              makeup-alp
              Saçmalamak istemiyorum, kalsin.. 😄
                badideasensei
                Sabahın erken saatleri ya da gece bilemiyorum. Ama bu ayaz bir tek bu saatlerde olur. Şimdi anlıyorum, insanın içindeki o garip ağrıyı. Romantizm olsun diye değil, ciddi ciddi sanki sadece bir et yığınıyım. Hareket etmek dahi istemiyorum. Boğazım oturmuş, ses çıkarmak istesem de kolay kolay olmuyor. Gözlerim bağlı ama hissediyorum, açık havadayım. Toprak kokusu geliyor burnuma ve kan var hissediyorum. Sanki kurumuş gibi ama halen taze yüzümdeki kan. İpler gevşemiş ya da gevşek bağlamışlar. Dünden kalma bir yorgunluk var üzerimde. Diğerlerinin sesini duyuyorum. Uyumak geliyor içimden, kapalı gözlerimle sanki karanlık bir boşluğun dibinden geliyor o ses. Diğerlerinden daha net , biraz uğultulu ama. Tanıdık bir ses. Geçmişten gibi. Toprağa döndüm yüzümü. İçime çektim kokuyu. Dün yağmur yağmış demek, ıslak çimenler ve toprak huzur veriyor . İçimden türkü söylemek geliyor, neşeli bir türkü.Mırıldanıyorum içimden. Sabahtan kalktım da ezan sesi var! Ezan sesi değil yar yar burçak yası var. Sonra gözlerimi açtı biri: - İyi misin?, dedi. (Öksürerek) Konuşamıyorum, kafamı salladım. Dün aramızda olanlar var hepsini görüyorum, tanımıyorum ama kim acaba o ? Sesi tanıdık, eminim buna. ..... Devamını boş verin.
                  eo110
                  Yabani bir arkadaşımla birlikte belimize kadar karın içinde bir akşam üzeri devasa aslanlarimiza binmişiz ve ellerimizde mızraklar ava çıkıyoruz.2 MT Lik dev geyikler avliyoruz mizrakla. Geyiklere bagladigimiz ipleri omzumuza atıp sürükleyerek köye götürüyoruz.Tabi yabani köylülerimiz bizi bağırarak karşılıyor. Akşamında şarap taze geyik eti ve müzikli bir ziyafet. Bu benim rüyam 🙂
                    patronicee
                    Okadar kimse yok ki, hayal gücümü kıpırtmaya bile üşeniyorum.
                    /
                    0

                    Tarihe Göre

                    İçerik bulunamadı.