Gerçek Mutluluk Mümkün Müdür?
    • Popüler
    • Tarihe Göre
    Vidiom
    Bu başlığa vidio eklemek için telefonundaki dio uygulamasından giriş yap!
      nursimarley
      Tüm gün aklımda bu soru dönüp durdu. Mutluluğun belli bir koşulu var mıdır, şartlar ve olaylar bizi mutluluğa götürebilir mi? Herkesin istekleri, hiç bitmeyen hayalleri ve beklentileri var. Ulaştıkça ardı arkası kesilmeyen hedeflerle doluyuz. Peki ya, neden hep daha fazlasını istiyoruz? Neden bir noktada, “tamam! Bu kadarı yeter, daha fazla mutlu olamam!” demiyoruz? Tam bir noktada mutluluğu yakalamışken tatmin olmayıp daha fazlasını isterken elimizdekini yetersiz bulup, kendimize mutsuzluk yaratıyoruz. Belli bir doyum noktası var mı? Varsa, ulaşabilen var mı? Mutlulukla, mutsuzluk o kadar dip dibe ki, azıcık hareket etsek diğerine geçiyoruz, ortası asla tatmin etmiyor. Yapmadıklarımız için de yaptıklarımız için de ‘keşke’ler biriktiriyoruz. Nereye gitsek olmuyor, neyi tutsak ucundan yeterli gelmiyor. Sevgilimiz yokken sevmek istiyoruz, çok sevince karşılık bulamamaktan dert yanıyoruz. İşimiz yokken işimiz olsun istiyoruz, işimiz olunca fazlalığından bunalıyoruz. Aile kurmak istiyoruz, sonra o ailenin varlığından bıkıyoruz. Hep olmayanı, olduktan sonra da olmamasını istiyoruz. Geri dönemeyeceğimiz hayatımızı, bir de hiç yürüyemeyeceğimiz yolları arzuluyoruz. Kusursuz olmayı çokça istiyor ama kusursuzluğumuzun içinde dahi kusur bulmaya çalışıyoruz. Neden hiç ama hiç olanla yetinemiyoruz? Sağlığımızın iyi olması yetmiyor mesela, iyiyken kendimize dikkat etmiyoruz, sonra bozulunca mutsuz oluyoruz. Elimizdekine iyi davranmayıp, kaybedince ‘keşke’ler yağdırıyoruz. Hayatları sorguluyoruz, hayatları kıskanıyoruz, hayatlardan nefret ediyoruz. Kendi hayatımızı güzelleştirmeye çalışmadan önce, başka hayatları yargılıyoruz. Mutlu insanları görmeye tahammül edemiyoruz, kendimiz mutlu olduğumuzda, göstermek için çabalıyoruz. Bazen kendimizi çok zorluyoruz, elimizde olmayanı değiştirebilmek için, hayatımıza mutluluğu zorla sokabilmek için. Kolayca düzebilecek hayatımızı kendi ellerimizle zora sokuyoruz. İçinde bulunduğumuz durumu kabullenemiyor, mutsuzluğa sürükleniyor ve mutluluğun ayağımıza gelmesini bekliyoruz. Bize vaat edilmiş bir mutluluk var mı bir yerlerde? Gidip alabilir miyiz? İlginçtir ki, mutluluğu da hep başka yerlerde arıyoruz. Dönüp kendi içimize bakmak gelmiyor aklımıza. Ve bundan dolayı, mutsuzluğumuzun sorumluluğunu da başkalarına atıyoruz. “benim hatamdı” diyemiyoruz. Ki zaten anlayabilseydik kendi kendimizi ne denli etkilediğimizi, mutluluğu da bulurduk en derinimizde.
        nyksky
        Mutluluk sokrates = cehalettir. camus =geçici doyumdur. platon = arayıştır. sartre = savaşmaktır. nietzsche =unutmaktır. Kısaca ne gerçek mutluluk vardır ne de mümkünatı.
          sucpesinde
          Mutluluk; bir sonuçtan ziyade bir süreçtir. Mutluluğu yakalayamazsın fakat kovalayabilirsin diye düşünüyorum.
            imailahorsilah
            Bunun içinden çıkamayız, salın gitsin.
              ozanesi
              Mümkün tabi neden olmasın ki? Ben gerçekten mutluyum. Sebebi de özgürüm. Mutluluklarımı ya da mutlu olma sebeplerimi başkalarına bağlamıyorum ya da onlarda aramıyorum mutluluğu. Tabi ki başkalarıyla olmak ya da onların yaptıkları da beni mutlu ediyor ancak tüm hayatımı başka insanların bana sağladığı ya da sağlayacağı mutluluklara bağlamıyorum. Hedeflerim var ve yapmak istediklerim. Hepsini yalnız yapmak istiyorum. Elbette bu süreçte başkaları da bana eşlik edebilir ancak ben yalnız olarak mutlu olacağımı hayal ediyorum. Dolayısıyla planladığım kişiler yanımda olmadığında üzülmüyorum ya da işler yolunda gitmediğinde hemen mutsuzlaşmıyorum
                ketcaplisarma
                Mutluluk, acıların arasında serpiştirilmiş küçük kırıntılardır -kimin söyledigini hatırlamıyorum Bu kadar olumsuz konuşmak istemem ama İnsanlar bu dünyayı öyle bi hale getirdi ki mutlu olmak çok zorr. Dünya tozpembe bir yer değil. Yaşadığımız dünya çıkarlarla dolu bi dünya. Her şeyin içinde mutlaka bir acı, acı gerçekler varr. Yanı önemli olan her şeye rağmen mutlu olabilmek. Ama Asıl mutluluk sadece peri masallarında vardır Sözcüğün tanımı bile "bütün özlemlere, bütün isteklere eksiksiz bir biçimde ve sürekli olarak erişilmekten duyulan kıvanç durumu." Diye açıklanıyor. Yani bütün isteklere ulaşsak bile, senin dediğin gibi daha da isteyeceğiz ve bunların hepsinin olabilmesi mümkün değildir Yanı bu konu çok derin bi konu uzun uzadıya konuşmak lazım. Ama şunu söyleyebilirim ki dünyevi isteklerle hiçbir zaman mutlu olunmaz. Onlar sadece geçici bir hevestir. Ama 7 filozofun mutlulukla ilgili düşüncelerine bi bak derim çok güzel şeyler söylemişler walla Benden bu kadar ebhdejen
                  mickey.mouse
                  İsyan ede ede olduk günahkâr, MUTLULUK bizlere uzaktan bakar. Müslüm Baba
                    wb-
                    Nedense gerçek mutluluğu hep küçük şeylerde buldum
                      mevsimlerden-sonbahar61
                      aslında sen nerden bakarsan hayata ordan nasibini alırsın içsel olarak
                        biristeri
                        Şimdi eğer duyguların anda en yoğun halde bulunduğunu ve an geçtiğinde hissedileni de giderek azalan kalıntılar olarak görürsek neden süreklilik arz etmediğine açıklama getirmiş oluruz. Buna göre gerçek mutluluğu nasıl yorumladığımız önemli. Çıkıp biri 'gerçek mutluluk her anda olandır' (ki insanın doğasında her an tek duygu ihtimali imkansız) dese ne diyeceğiz? Başka biri de tutsa 'herhangi bir anda gerçekleşen her mutluluk duygusu gerçek mutluluktur' dese o da başka bir mevzu... Çetrefilli konu bunlar, otur açabildiğin kadar aç. Tavsiyem anın tadını çıkarmaktır; içinde acı bile olsa. Bir de tek rakibim THY! Düzenleme: THY demişken aklıma geldi, bir film repliği der ki: "Hayat bir dondurmadır; erimeden tadını çıkarın." Bir başka replik de çikolata kutusuna benzetiyordu hayatı, içinden ne çıkacağını bilemezsin diyordu.
                          mervenizz_
                          Zenginsen evet.
                          /
                          0

                          Tarihe Göre

                          İçerik bulunamadı.