/56115d427c9353adb753bc4fcc6a3d86262c5b7f/53616c7465645f5f4b7e165b4ce5c2f366de6d5b59bfe63258ae532745ca8c37b004af93ddb13df74c521ca2168b626653ee4db836b60cc6bdbfe596faed9dad6ef24e413923d34840ce3d09a424d9b3cd151f2c4da621ab24a6d8f522c1e492fd84a59db7e11db83d637ac237a58f6f.jpeg "cimilli")
Kendisine saygısı olmayan kızdır.
Dün flört ettiğim, odtü felsefe 3. sınıfta okuyan, kuş gözlem topluluğu'nda tanıştığım hatunun evine davet edildim. Ev dediğim de işte 3 kız, 100. yıl mahallesi'nde 2+1 evde yaşıyorlar. Tipik kız öğrenci evi, erkek öğrenci evinin aksine, öğrenci imkanları dahilinde evi olabildiğince sempatik yapmaya çalışmışlar sikko aksesuarlar ile. Ama 3 ayrı insan olunca, hiçbir şey birbiri ile uyumlu değil.
Neyse, 3. ev arkadaşları yok, diğer ev arkadaşının erkek arkadaşı da geldi. Orada tanıştık, eleman gazi üniversitesi makine mühendisliği'nde okuyor. Tabii odtülü kız gazili erkek ilişkisi pek yürümez bence, dengesiz. Ama öğrencilik dönemi rastlıyorum bunlara, kız biraz da çirkin olduğundan gaziliymiş hacettepeliymiş pek umursamamış. Ben odtü metalurji mühendisliği okuduğum için aralarında en zeki olarak masada bir ağırlığım var.
“biz şimdi yemek yapmaya gidiyoruuuuz” diye kıkırdayarak mutfağa gitti hatunlar. Yapacakları yemek de bir paket fiyonk makarna, yanına da 250 gr kıyma ile yapılmış salçalı sos.
Biz gazili genco ile muhabbete girdik, genel ankara, dersler, malzeme teknolojileri ve arda güler'in ucuza gittiği muhabbetinden sonra;
“sen çaktın mı busenur'a?” diye sordu.
-bu akşam planlıyorum, dedim.
Bizim eleman 3 aydır beraber olmalarına rağmen daha sevişmemişler, sadece biraz iç çamaşırı üzerinden elletmiş, ve memelerini avuçlamaya izin vermiş.
Çok zor durum tabii, makinede okuyorsun, 250 erkek içinde, yanında çirkin de olsa bi' kız var ama sonu gelmiyor.
Eleman çok dertlenmeye başladı, ben de odtülü ve zeki bir insan olduğumdan, kendi hayatını kontrol edemeyen ve amacı olmayan insanlara bir süre sonra katlanamıyorum.
Su içme bahanesiyle mutfağa gittim, bizim kızlar mutfak tezgahının içinden geçmiş, ortalık dağınık, mutfak zaten göt kadar. Kapağı kırılmış mutfak dolabının yanından geçip ocağın yanındaki damacanaya çömeldim ki beyazdan artık sarıya dönmüş plastik ketıla çeşmeden su doldurduklarını gördüm.
“napıyorsunuz öyle?” diye sordum. Uzun, kalın ve damarlı işaret parmağımla ketılı işaret ederek.
“makarna su ile yapılıyor ahshjddjks” diye gevşek gevşek güldüler, gülerlerken ikisinin de kaşlarını aldırma vaktinin geldiğini tekrar fark ettim. Odtülü kızlarda maalesef böyle bi' problem var, bilkentli kızlar nedense bebeksi oluyor, ama bir yan üniversiteye geçiyorsunuz kıl fışkırıyor. Çok acı.
Neyse, hiç içme suyu kullanmıyorlarmış. Böyle durumlarda prensiplerime sıkı sıkıya bağlı kalırdım ama gece olacak pompa hatrına ses çıkarmadım, fakat saygım çok azaldı.
Onlara çaktırmadan arjantin pide'den 8 lahmacun söyledim. Makarnadan bir kaşık alıp, 3 lahmacun yedim.
Pis çeşme suyuyla yapılan makarnayı yiyecek değildim, akşamın devamında 22 gibi odasına geçtik, tek kişilik yatakta imkanlar el verdiğince 3 lahmacundan aldığım kötü kalorileri yakmaya çalıştım.
Sabah olunca her yerden engelledim, mail dahil. Çeşme suyu ile makarna yapanlarla işim olmaz, sizin de olmasın.