alkoliginizkubra
    Sabah 7 gibi uyandım. İşte, yeni bir gün! Perdemi sonuna kadar açıp boğaz manzarasını içime çekmek ister gibi nefes aldım. Muazzam! Mutfağa geçip kahve makinamı çalıştırdım, enfes çekirdeklerin öğütülme seslerini dinlerken aklıma bir kelime oyunu geldi. Hemen bilgisayarımı açtım. Şak şak şak! Klavye parmaklarımın altında bir piyanoya benziyor ben de notalara basan piyanist gibi 10 dakika içinde muazzam eserimi üretiyordum. Durmadan yazıyordum. Aklıma kelime oyunuma dizi çekmek geldi. Bir şakaya dizi yapabilirdim, bunun için tüm imkanlarım ve Zafer Abi mevcuttu. Heyecanla ayağa kalktım, yatak odama gittim. Kadın ve erkek cansız mankenlerim yatağımın yanında duruyordu. Gün boyunca erkek ve kadın anatomilerini inceliyor, bunlar hakkında tespitler, şakalar, sinema filmleri, çıkarımlar havada uçuyordu. Eğer onlara bakarsam şakama çekeceğim dizi, anatomiden doğan yaratıcı esprilerle şaha kalkardı. İçeriden gelen telefon sesiyle gözlerimi penisten ayırıp salona yöneldim. Arayan Zafer Abiydi. Youtube kanalı için anı yazmamı istiyordu. O daha konuşurken yazdım. Hemen mesaj kutusuna yazarak ona ilettim. Bayıldı! Hemen bu anıya sinema filmi için kolları sıvayalım dedi, hay hay dedim. Telefonu kapatmadan önce, ‘’Çocuklar bir dizi çekmişler, sosyal medyadan gördüm. Hiç izlemedim. Üzerinde baskı hissedersen sen de izleme dedi’’ Şaşırmıştım. Kimdi bu çocuklar. Bizim filmlerin oyuncu kadrosunu aklımdan saydım. Hayır içlerinde kimse dizi çekmiyordu. Tekrar cansız mankenlerimin yanına gittim, bol bol şaka bulmam lazımdı. Her şakaya bir bölüm olsa, 30-40 tane şaka bulsam, Netflix’te acayip tutardı. Doğal ve vahşi yeteneğimle donatılmış beynim hızla çalışıyordu. Tam odaklanmışken kapı çaldı. Hay amına koyayım dedim, cansız mankenin tuttuğum memesini bırakıp kapıya yöneldim. Gelen kapıcı Aybarsdı. ‘’Çöp var mı Cem’’ dedi. Halkla yakın olduğumu bildiği için bana hep Cem derdi. Cemo demeye kalktı bir keresinde, sıçtım ağzına. ‘’Yok Aybars Bey’’ dedim. Saygıyı elden bırakmamak lazımdı. İşçi sınıfına acayip bir saygı duyuyordum. ‘’Bir şey soracağım, Gibi’yi izledin mi’’ diye sordu. ‘’Neyi?’’ ‘’Gibi abi, dizi. İzledin mi, ne diyorsun?’’ ‘’Ne gibi anlamadım?’’ İşte gene umarsız serseri beynim şaka yapıyordu. Fakat içerisinde yeterince cinsellik olmadığı için bunu hemen unuttum, diziye uygun olmazdı. ‘’Abi bak çok güzel dizi ya. Şey var kokoreç…’’ Kapıyı çarptım suratına. Aybars beni iyice gerdi. Bu muhabbetler senelerdir beni geriyordu. Kendi arkadaş gruplarında izleyip çok beğendikleri filmleri eser zannediyorlar bir de gelip bana öneriyorlardı. Can sıkıntısıyla sosyal medyada gezinmeye başladım. Kot pantalonu reklamları çıkarıp duruyorlardı önüme. İyice tepem attı. Telefonu kapattım. Koşarak cansız mankenlerimin yanına gittim. Nefes nefese kalmıştım. Bilgece yaşlanıyordum, aynı Okan gibi. Ne gibisi ulan! Bu kelimeyi düşünmemeliydim. Pezevenklere bak, dört harfi dizi ismi yapmışlar.

    Günün En Popüler Başlıkları