/813bea41f58024549d039044b2cac7ec63903d80/53616c7465645f5fbbf62c7ed4873ddad3f59008d05f5c422feed7adb1f3ec9a4575be2d2dba1837a7cd993558c938933db93e73ba34a1ef19f81ce2a03a7c75477dbed5651739b7580b4c6fac61de835f6d9c7ab92510904576380da7e77cd95d67e70017686584442eebbd12c8c4d0.png "iceel")
"Sanat filmi" kavramı bana tuhaf geliyor açıkçası. Sinema zaten bir sanat dalı değil midir. İyi film ya da kötü, vasat film olabilir. Başarı ölçüsü nedir? Gişe rakamları mı? Yoksa sadece kısıtlı sayıda elite hitaben yapılmış filmler mi sanat eseridir? Açıkçası hayata mola vermek ve biraz eğlenmek için film izliyorum. Bol görsel efekt, aksiyon, macera, sağlam senaryo, iyi oyunculuk, müzik beni etkiler. Üç kuruşa tek kamerayla rüzgar sesi eşliğinde boşluğa bakmalı filmler bana gelmiyor. Sinemanın sanatsal olarak en rafine yapıtları bence edebiyat uyarlamaları. Bunlar arasında görsel olarak eskilerden "Rüzgar Gibi Geçti" ve "Doktor Jivago" benim listebaşlarım. Yenilerden ise elbette "Yüzüklerin Efendisi ". Bizden bir uyarlama örneği "Yılanların Öcü" (1985).