/813bea41f58024549d039044b2cac7ec63903d80/53616c7465645f5fbbf62c7ed4873ddad3f59008d05f5c422feed7adb1f3ec9a4575be2d2dba1837a7cd993558c938933db93e73ba34a1ef19f81ce2a03a7c75477dbed5651739b7580b4c6fac61de835f6d9c7ab92510904576380da7e77cd95d67e70017686584442eebbd12c8c4d0.png "iceel")
"Şeriat" açıklamak açık hale getirmek demektir. Kuran-ı Kerim bu anlamda bir rehberdir. Toplumsal hayat, aile, medeni hukuk, devlet yönetimi, uluslararası ilişkiler vs konularda hükümler içerir. İnsan hakları, suç kavramı, ceza gibi konularda bir takım çerçeveler çizer. Bu doğrudur böyle yapın. Bu yanlıştır bunu yapmayın der. Yapılması yasak olan şeylerden biri de dayatmadır. Herkes dilediği ve uygun gördüğü şekilde yaşamakta özgürdür. Günah kişiseldir kul ile Allah arasındadır. Dinde zorlama yoktur. Kuran teşvik edin, kolaylık sağlayın, davet edin der. Hoşgörülü olun der. Öyle bir hayat yaşayın ki insanlar sizin gibi olmak istesin der. Bu açıdan bakarsak Arabistan şeriat devleti değil din ve şeriat kisvesi altında zulüm devletidir. Ülkemizdeki medeni hukuk miras nikah aile hukuku vs konular zaten Kuran'ın çizdiği çerçevenin dışında değil. Daha da iyi olabilir mi elbette olur. İslam hukuku olarak bazı kesimlerin lanse ettiği şey İslam hukuku değil yobazlık ve baskı rejimidir. "Şeriat istiyorum" diyen kişinin İslam hukuku hakkında zır cahil olduğunu kabul edebiliriz. Bunlar benim Kuran'dan okuduklarımdan anladığım ve çevremde inancına güvendiğim insanlarla konuşmalarımdan çıkardığım kişisel görüşlerimdir. Her tür görüşe saygı duyarım. Tuğçeyi de çok ciddiye almaya gerek yok. Muhtemelen Hristiyan olduğu dönemin açığını kapatmaya çalışıyor ama yemezler Tuğçe iman gitti mi geri gelmez :)