onur-hitit
    2009 yılında başıma gelen bir durum. En sade haliyle ve ayrıntılarıyla anlattım burada. İnanmamakta özgürsünüz, zira bana anlatılsa ben de inanmazdım. Ama gördüm, yaşadım. Umarım ben delirmişimdir. Bu arada, korktuğumu söyleyemem. Korkudan ziyade şaşkınlıktı. Anlattıklarımda abartı yok, tamamen yaşadığım ve açıklayamadığım bir durumdur. Deli olduğumu veya dalga geçtiğimi düşünebilirsiniz. Paşa gönlünüz bilir. Üşenmezseniz sonuna kadar okuyun. Daha önce bundan sadece birkaç kişiye bahsettim. Şimdi bunu okuyan herkes haberdar olacak. Yıl 2009 idi. Samsun'da görev yapıyordum (Bafra). Bilecik'e (Bozüyük) tayinim çıkmıştı, ama daha taşınmamıştım. Yaz tatilinde Bozüyük'e gittim. Bir gece geç vakitlere kadar takıldık. Alkol malkol yok ama. Eve geldim. Saat 03:00 civarıydı. Uyumak için uzandım. Ama uykum hiç yoktu. Işıkları kapatıp yattım. Uykuya dalamadım bir türlü. Oldum olası zaten yatar yatmaz uyuyamam. Hele de yazın sıcağında... Bir an bayılacak gibi oldum. Hareket edemedim. Karabasan gibi bir durum oldu, ama karabasan değildi. Karabasanın ne olduğunu biliyorum. Gözümü açtım (daha uyumamıştım zaten), tam üstümde havada biri, daha doğrusu bir şey duruyor. Yani silüet gibi, gölge gibi. Bana paralel bir şekilde üstümde duruyor. Aramızda yarım metre kadar var. Soluğunu hissettim. Fırın gibi sıcaktı. Bir yandan da rahatsız edici bir şekilde pervane sesine benzer sesler duyuyorum. Başım da acayip dönüyor. Bu varlıkla sözel değil ama telepatik konuşuyoruz o an. Soldaki kanepeye baktığımda iki kişi de orada oturuyor. Koca kafalı, sıska şeyler... İnce ve uzunlar. Koca kafalılar. Kafaları ters bir üçgeni andırıyor kabaca. Silüet gibiler. Yukarıda duran beni bir konuda uyardı, sadece bunu hatırlıyorum, hangi konuda uyardığını inanın hatırlayamıyorum. Gram korku hissetmedim. Aslında garip bir huzur ve heyecan hissediyordum. İki metre ötede masanın üstünde fotoğraf makinem var. "Bir fırlasam bunları fotoğraflayabilir miyim..." diye aklımdan geçirdim. Ama parmağımı bile oynatamıyorum. Felç gibiyim. Derken birden pencereye doğru yöneldiler hızlı bir şekilde. Yani erimiş metal gibi veya erimiş dondurma gibi uzayarak cama doğru yöneldiler. Cam, pencere falan açık değil. Ama perde havalandı. Bunların camdan geçtiklerini gözümle gördüm. Çığlığı bastım tabi. Ev ahalisi uyandı. "Kabus gördüm" falan dedim, bir şey anlatmadım. Sonradan okuduğum bazı şeyler onların Griler olduğunu düşünmeme neden oldu. Anlatılanlarla birebir aynı idi görünüşleri. Şimdi bana deli diyebilirsiniz. Saka yaptığımı da düşünebilirsiniz. Mühim değil. Ben sadece anlattım.

    Günün En Popüler Başlıkları