/3f2f00b1137279e6336c3e1a98a71b6abddd0a70/53616c7465645f5f5a94ba6fad9bd4f40a927212e66c6a831e3aac6e26bcba3d2b04e3d220f629437d65b43493f783f32178fb61c51a07944d97d2620aee0bab9a9d0981f2db007a78144b72f53e307f4c683e38cce9412a62aca15866984259f82721b12a3ab190f50b2c0cf0ebde7d.jpg "birkan81")
Eğer kadın üzerinden konuşacak olursak eskiden evlenme konusunda geç kalmış evlenemeyen kadınlara acırlar ve hatta toplumsal baskı oluşurdu aslında bu durum hâlâ var ama şu an 27 yaşını geçen kadınlara var genç kadınlarda bunu göremiyorsunuz. İşler şimdi değişti ama bu da çarpık bir değişim oldu evlenmemiş olmayı, çocuk yapmamış olmayı başarısız olarak nitelendirmeyelim derken. Evlenip çocuk yapmayı başarısız olarak nitelemeye başladılar. Tek bir doğru asla yok ve olamaz. Hayata siyah ve beyaz olarak bakmaya meyilliyiz veya doğru ve yanlış. İlla bir hüküm giydirmek gibi bir zorunluluğumuz yok her insanın öncelikleri başka olabilir. Evlenmek isteyen ve çocuklarıyla vakit geçirmek için işini terk eden kadın "ezik, geleneksel" kadın demek değildir. Evlenmek istemeyen ya da çocuk yapmayı kariyeri için erteleyen kadın da"güçlü, ya da yarım kadın" değildir. Her şeyi nitelemek zorunda değiliz ama illa ki hangisi doğru dersen çocuk yapmaya daha meyilli olmak biraz daha doğru olabilir zira genlerimizin en derinliklerinde üreme kodlarıyla varız en temel güdümüz bu hatta bazı durumlarda yaşama içgüdüsünden bile daha önemli sırada.