catherine-earnshaw
    Ben sadece karnım doyuyor, bir evim var, sevdiklerim, ailem hayatta, sağlığım yerinde, güzel eşyalarım ve giysilerim var diye mutluyum. Beklentilerim minimumda. Mutlu olacağım, zevk alacağım diye iki flört edip sokakta görsem yüzüne bakmayacağım biriyle tek gecelik ilişki yaşayıp git gide mide bulandırıcı hale gelen insan ilişkilerinde hissizleşmek, ruhumu satmak istemiyorum. Aşık değilsem neden bir insana dokunuyorum? Sevmiyorsam neden biriyle arkadaş oluyorum? İşimi sevmiyorsam ve daha iyi bir alternatifim varsa neden o işi yapmaya devam ediyorum? Beni tatmin etmeyen, midemi bulandıran ne varsa yapsam ben de mutsuz olurdum. Öte yandan gözü doymayan, çevremizde gördüğümüz her şeyden etkilenen, iğrenç ilişkileri, entrikalı arkadaşlıkları, deli gibi sosyalleşmeyi, sporları yogaları modern yaşamak zanneden bir yaşam formuyuz. Ne kadar şey elde edersek edelim; para, düzenli spor, arkadaş çevresi zart zurt varken, elini sıcak sudan soğuk suya sokmazken hep daha fazlasını istemeye devam ettiğimiz için mutlu da olamıyoruz çünkü ne zaman doyuyoruz ki? Sosyal medya bu doyumsuzluğu arşa çıkardı, sayesinde artık hiç doymuyoruz, elimizin altında bin türlü seçenek. Birinden tekmeyi yiyince ötekine gitme, sanki ölüm kalım meselesiymiş gibi bir yalnız kalmama çabasındayız. Steril ve sakin bir hayatla memnun olamayacak kadar aç mı gözümüz? Kimden ve neden kaçıyoruz? Bu dünyaya yalnız geldik, yalnız gideceğiz. Ne bu tantana?

    Günün En Popüler Başlıkları