ahmetsakar
    sene 1999. belki daha o sene dünyada olmayan kişiler okuyacak bu yazıyı ama okuyun kuşlarım. kör bir şarkının sizi vurması da bu hayatın bir parçası. iskenderun'da yaşıyoruz o zamanlar ailecek. memur çocuğuyum. hayata dair tek bildiğim şey köşedeki atari salonuna girmemem, çünkü orada sigara içen abiler var. bir de pelin'e aşığım çok seviyorum. bir de galatasaraylıyım. hepsi bu. kıvırcık sarı saçlı pelin'in de ailesi de memurdu. aynı apartmanda yaşıyorduk. aynı okula gidiyorduk. aynı meyve suyundan içiyorduk. bir gün apartmanın önüne kamyon geldi, taşınıyorlarmış. ben koşarak boşaltılan evin içine girdim ve pelin'i aradım. gidiyormuşsunuz dedim, evet dedi ankara'ya gidecekmişiz. ailem bana üzülmeyeyim diye söylememiş. o ağlıyordu ben öyle duruyordum. yani müthiş bir boşluğun içinde olanları anlamaya çalışıyordum. çok güzel komşuluk ilişkilerimiz vardı o zamanlar. tüm apartman dışarı çıktı arkalarından su döktü. ben balkon demirlerinin arasına kafamı sokarak izledim içi mobilya olan kamyonu. tabii ki pelin'i arıyordu gözlerim ama göremiyordum. gittiler. sonra annem en üst kattaki fatma teyzelere çıktı beni de götürdüler. apartmanın en geniş balkonu onlardaydı. pelin'in ailesi için yaptıkları börek poğaçalardan kendilerine bir masa yapmışlar hep birlikte yedik. fatma teyze bana üzülme diyordu ama pek üzgün gibi durmuyordum. o sırada kuşum aydın'ın kuşum şarkısı modaydı. radyoda bu çalmaya başladı. "uzaklara uçma kuşum uçup da gitme yorulursun masallara kanma kuşum üzerse eller yorulursun" herkes tam da zamanında çaldı dedi o hüzün kayboldu ortadan. arada bir zillerine bastım. olmadıklarını biliyordum ama basıp bekledim işte. öyle. uslu bir çocuk olmaya başladım çünkü heyecan duyduğum bir şey kalmamıştı. sonra unuttum her şeyi. biz de taşındık başka bir yere, başka bir chapter beni bekliyordu. geçmişe dönüp bakınca bağ kurmakta neden bu kadar sorun çektiğimi şimdi daha iyi anlıyorum. hasarı minimuma indirmek. ayrılıkları hiç sevmem hala. sonra sonra sonra... yaklaşık bundan 15 sene sonra üniversitedeyim. evde parti yapıyoruz. nostalji gecesi yapalım dediler. şarkılar harika. tarkan, aşkın nur yengi, mustafa sandal, levent yüksel, kenan doğulu, harun kolçak, mirkelam, demet sağıroğlu vs. herbirini dinlerken hayattan inanılmaz keyif alıyordum. sonra ibnenin teki bu şarkıyı açtı. alkışlarla ritim tuttum ben de. nakaratına gelene kadar baya eğlendim. sonra nakaratında gözüm doldu, lan noluyor falan demeye kalmadan kimse fark etmesin diye tuvalete fırladım. yıllarca ağlamayan ben aynanın karşısında salya sümük ağladım. ağlamayı o kadar unutmuşum ki panik yaptım noluyo diye elim ayağım titredi. oturdum klozete sakinleşirken düşündüm bana noldu diye. sonra ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkarken bir mırıldanarak söyledim bu sefer kahkaha atmaya başladım. olayın hiç senle ilgisi yokmuş pelin :) bu şarkıyı severim. herkesin böyle saçma sapan şekilde hüzünlendiği bir şarkı vardır eminim.
    https://www.youtube.com/watch?v=hg7qTHrvYmw
    https://www.youtube.com/watch?v=hg7qTHrvYmw

    Günün En Popüler Başlıkları