huseyin-tosun5
    Çok sevdiğim bir arkadaşım var, özel harekat polisi. Şırnak'ta görev yaparken, Ankara'ya izine gelmişti. Bir birimize abuk subuk şakalar yaparız. Sıcak bir yaz günü, sobacılar çarşısından geçiyoruz. Kuyumcular yoğun olduğu için, oralar sivil polis doludur. Anafartalar caddesine çıkarken, sivil polis olduğu her halinden belli üç kişi gördüm. Arkadaşım Şırnak kırsalında görev yaptığı için, görünürde insanlık ile bağlantısı kalmamıştı. Saç ve sakal, bir birine karışmış. Karakolun önünden geçse, tipsizlikten içeri alırlar durumunda. Yaz günü, her zaman olduğu gibi iğne atsan yere düşmez. O üç sivil polise yaklaşınca, arkadaşımı hızlıca itip "Silahı var" Diye bağırdım. O üç polisin arkadaşımın üzerine atlaması, saniye sürmedi. 🤣🤣🤣 Ata ne olduğunu bile anlamadan, üç polis ile cebelleşmeye başladı. Ben bu arada gülme krizine girmişim, Ata direniyor. Ortalık karıştı, millet polisi alkışlıyor. Polis Ata'ya teslim ol, direnme diye bağırıyor. Ata polise "Bende polisim" Demek yerine, bana sövüyor. Yüzlerce insan bir halka oluşturmuş, ortada yerde arkadaşım Ata ve o üç sivil polis. Bir kaç dakika sürmeden, onlarca polis memuru daha geldi ve nihayet Ata'yı zapt ettiler. Ayağa kaldırdılar ve ters kelepçe taktılar. Bana sövmekten ve bunun intikamını çok kötü alacağını söylemekten yorulan arkadaşım, nihayet bende polisim demeyi akıl etti. 190cm boyunda ve 110 kiloluk özel harekat polisini göz altına almak, öyle kolay olmuyor. Olay yerine sonradan gelen komser, zaten o yüzden bu kadar zor oldu diyerek kelepçeyi açtı. Tabi o andan itibaren benim yapacağım tek şey vardı, oradan saatte 150 km hızla dünyanın en ücra köşelerine kaçmak. Kulağın çınlasın can dostum, en yakın zamanda görüşmek üzere.

    Günün En Popüler Başlıkları