/789c3afbedc3c797a2afcd3c116d6bbb77adeee2/53616c7465645f5f45138d8d5f480fe0802fd24a142c4b8074570f497b4b18a85e3fc79efd6b972e0bcc977695dacdfaf89b5726653195719bf382d2b155345f246b62580d5d0bf0a034c7181d9c5ece72c16a4617e9ded7265357f06b173833c1152ddfe847bdfdf6383a0e554f4081.jpg "cinayetvaraga")
Hadi şöyle bir düşünelim içimizden. bir çoğumiz kendine "ırkçı" demez ama gün gelip ayağımıza toplumsal bir taş takıldığında, ve bu taş belirli özellikleri taşıyan gruplar hakkında ise içten içe öfkeleniriz onlara. alman, kürt, türk, çerkez, fransız, ingiliz... fark etmez. bizim coğrafyamız bu tip öfkelenmelere de gayet müsait. Bilimsel olarak ya da bilimin etik tanımları dışında "öjeni" kavramını ele alırsak bu tam bir canilik, acımasızlık. Bir insanın hayatına müdehale edilemez. üremesi, yaşaması, evlenmesi, vs onun hür iradesidir. AMA akıl sağlığı yerinde olmayan, hak ehliyeti olmayan, çok ciddi kalıtsal rahatsızlıkları olan bireylerin de evlenip üremesi ilk evvela bağlı oldukları aile yapısında bile bir endişe yaratmaya başlarken topluma nasıl mal olacak bu durum? örneğin down sendromlu, bedensel engelli bir birey evlenebiliyor. etrafımda bir kaç örnek denk gelmişti. bu olabilir. tartışmak benim haddim değil. lakin bu bireylerin ebeveynleri bile kendilerine bir şey olursa çocuklarına kimin bakacağından endişeliyken bu bireylerin çocuk yapıyor olması biraz abes değil mi? Kendine zor bakan kişilerin bir de çocuk yapma riskine girerek başka canlıların ayağına bile bile pranga takması çok üzücü değil mi? Hani evlenirken bir sağlık raporu isterler, kan grubu belgesi filan. onlara gerçekten bakıyorlar mı acaba? çünkü ülkemizde ve dünyada bazı tatsız vakalar olmadan, olacağı kestirilebilirmiş gibi geliyor bana. Öjeni ahlaksızca bir yöntem ama gidiş yolu ve variş noktası belli. Lakin temelinde yatan bilimsel tez kısmen ve hatta büyük bir kısmi ile dogru geliyor. yanliş anlaşılmasın, toplumların olası geleceği hakkındaki tez doğru. öjeni yapılsın demedim kesinlikle. Ancak itiraf etsin herkes kendine, bazen iç sesimiz baştan sona öjenik bir duzende konuşyordur. Çünkü temelinde insan ve insan toplulukları var. ve bizim coğrafyamız bunun için biçilmiş kaftan. %50 si sağ zihniyette olan toplumda kürt-türk kavgası da buna en basit örnektir.