/0a6aec79691827add99a268e762d745d8850a2c5/53616c7465645f5f9029ee895e8ae46a8b44e8b76a8fdc70c52fbd0d41d6cc1d1c83d273d3256d40a6f7cdbc5b0de3192dd6ca884578c91e18d4a986b609eca2005b07acdf0de83d75d09e67261c8bc9c04e0a35b2343ee6ec48097ca82b93cfe2b45cbcc0e2a4c6143f73af220364eb.jpg "muneccimbiri")
istenen ile elde edilen arasındaki farkın başlangıç aşamasında görmezden gelinmesi.
şöyle ki;
sanki herkesin ilişki mecburiyeti varmış gibi bir dış baskı var ve uzun süre ilişki yaşamamış olmak bu baskıyı hem içten hem de dıştan arttırıyor. bugün sevgiliniz olup olmadığını soran bir insana "hayır" cevabını verdiğinizde "neden yok?", "ne zamandır yok?" sorularını sormaması gibi bir durum söz konusu bile değil.
bu da ne yapıyor?
yalnız insanın karşısına çıkan birilerine "razı olmasına", onlarla "yetinmeye" çalışmasına neden oluyor.
aslında bu açıdan insanları atomlara, ilişkileri moleküllere benzetebiliriz:
dış ortam tarafından kararsızlaştıran bir atom bağ kurup molekül oluşturma eğilimindeyken karşısına çıkan "herhangi bir" atomla sırf bağ oluşturabiliyor diye bir molekül oluşturur.
fakat bu molekül, kararlı ortama geçtiğinde hali hazırda çok da kuvvetli olmayan bağ kırılır ya da daha iyi bağ kuracağı bir atomla karşılaşır ve yer değiştirme reaksiyonuyla yeni atomla yeni bir molekül oluşturulur ve "herhangi bir" atomu kendi başına yoluna devam eder. (bkz: yer değiştirme reaksiyonları)
gerçekten isteyeceği kişiyi beklemek yerine dış etkenlerin etkisiyle yanlış seçim yapan veya "herhangi biri" olmayı kabullenen her insanın ve zoraki oluşan her molekülün kaderi aynıdır.
(kimya dersi verdim beleş)
/926ecc569d26978572d8d18e33dc3291c6da2270/53616c7465645f5f44996cea4690f20e290631942cc08b59cbc8169ab01a2d20e37eb817eb69415b256a36e41bb389b1f356bbb035feacf2c084cbaa143a5030365795d67ca71250ba4576a10d3b2e1c7d35d57d1e9e9a676b14fa1a50a4a0cf77bb8b96d99c5405654f91861eff75ac.png)