/483c351cf5b3e7f5eb5f2ace1cf4f4789e598112/53616c7465645f5f33de1f8ca2798f0f5d6e5971194c0dabf1d02fb53a4962853578b45b30aef2f75fc897646a21fe5e892dd3e41771900532f22a8d5322d265a0c12d9ded9e6ad99a45d1a84b22fdf8db0bfadbb725b222bbfa0c73d77990be228ec4ad308032dcd8b101440af2190c.jpg "rarero")
Himen ( patriyarkal adı "kızlık zarı") denilen şeyin tamamen bir toplumsal kurgu olduğu gerçeğini tartışmak istedim biraz.
Namus olarak adlandırılan bu şeyin tıbbi bir karşılığı aslında yok. Bu kadınların cinselliklerini kontrol etmek amacıyla toplumun uydurduğu bir şeyden ibaret. Himen denilen bu şey bilindiği üzere sadece cinsel birleşme ile yırtılan bir şey de değil. Tahriş görmekten kaynaklı olarak, ata binmekten, yoğun egzersiz gibi şeylerle de yırtılabiliyor.
Kaldı ki cinsel birleşme denilen şey yalnızca vajinal birleşme ile de olmuyor. Anal veya oral seks denilen şeylerin olabildiği bir cinsel birleşme de olabiliyor. Ancak bu "namus" denilen kavramın zihniyeti bu durumları hesaba katmıyor.
Ayrıca toplumsal bir baskının algısı olan bu durum kadını erkeğin adeta bir malı olarak görmesinden kaynaklı olarak doğacak çocuğu garanti kendi soyundan olması adına garanti altına alır ve kadının erkeğin bir mülkiyeti haline getirir.
Sonuç olarak aslında tıbbi olarak böyle bir tanım yok. Zarın yırtılması kadının "bekaretini" cinsel yolla kaybettiği anlamına da gelmez. Zarın yırtılmaması da bir cinsel birleşme yaşanmadığı anlamına gelmez.
Bunların farkında olmak gerçekten toplumda herkese ama herkese öğretilmeli ve aslında kadına "şiddet" şeklinde yaşayan bu toplumsal baskının yok olması gerekiyor diye düşünüyorum.
/c2072056d2e08987298ba95eec8e9e90e89bbb81/53616c7465645f5f433109994125c607386f5b621ee6873a2eddd10de2e8f4532d2b8852171f3060fcc7e4ebd30be5464e77259afbb385bea49632263e15965f590bc44facc6a8d99e918cd4e557d8f026cf3b5ed9da8e09a30a9cadc9f782215d288cb3e2597c08823ca5eafc45366b.jpg)