uydurukcan
    sicili karalar buraya gelsin; yani en az bir kere boşanmışlar: ilk evliliğin kültür farkından bitti. araya mesafe girdi derken kendi seyrinde sonlandı. göz yaşı dökmüş olsam da yapacak bir şey yoktu. benim ihmalim de olsa bile kişiliğini kültürünü bir tarafa kaldırıp atmak mümkün olmayacaktı. bazen hakikaten olmaz işte. yine de arada elim gitse de "nasılsın" diyemediğime üzülürüm. ne yaptı bilmiyorum, tamamen koptuk. ikincisini ilkinden ağzı yanmışlıktan kültür farkını minimize etsem de gel gör ki minimizasyon o kadar da kolay değilmiş. bu kez aile kavramına karşı bakıştan etkilendik. bir insanın neden başkalarının iradesi ile karar verdiğini / verebildiğini hiç anlamadım / anlamlandıramadım. annem şunu dedi, dayım bunu dedi... ya hu ne bela imiş. ilkine kıyasla kurtarmak için elimden gelen her şeyi denesem de olmadı. o başka bir yana, ben başka bir yana savrulduk. boşanmadan bir sene sonra tekrar deneme isteğini reddettim. başka bir evlilik yaptı. üçüncüsüne gelelim. bu kez kültür farkı yoktu. aile bağı nispeten daha düzgündü ama bu kez de fazlaca benim ailemi öteledi, hatta itti. arkadaşlarınızdan tutun da bir şekilde bağınızın bulunduğu hemen herkesin insafsızca eleştiriye maruz kalması ve sebepsiz kıskançlıklar, yıkılmanın eşiğine kadar getirdi ama bu kez bir şekilde direnebildim. çocuk sahibi olmak da apayrı bir motivasyon. birkaç kez ciddi sınansam da yaşayabildi bu evlilik. kıskançlık hala ciddi bir sorun olsa da bir şekilde ağır aksak devam ediyor. evlilik terapisi denilen olayı asla küçümsemeyin. can simidi olabilir. sadakatsizlik gibi düşünülse de evlilik yapacak kadar birbirini tanıyan iki insanın ihtiyaçları bellidir. bir rutini ve alışkanlığı yok saymanın devamının nereye varacağı bellidir. evlilik yaşatmak mı istiyorsunuz? en önemli şey, ortak zevkler inşa edin ve anılar bina edin. mutlaka çocuk yapın ve büyüyüşünü izlemeyi bir yaşam tarzı haline getirin, vesselam.

    Günün En Popüler Başlıkları