/c7516478d533fe49f8049fa980057629e639b91e/53616c7465645f5f5d0e21f4d4121574da116b91d9114748d3aedfadb29eb9452cc2660ffb44d38008e7395e90577259eccfebfacbd9cbc4dee98d7eb8e9bd87a957a7ac7dc2d7ef96ab585d5fc41a6351bea835fc51388f451c659fb806b7b053e2dbdc53ec468f88b82dce1d26f6e1.jpg "tsukyomi")
Ben ırkçılık konusuna değineyim. 3. Reich buna büyük bir örnektir. O zamanki Almanya'nın zengin Suriyelileri olan Yahudiler sarmıştır ülkeyi, Hitler de buna karşı çıkar. Aslında o konuda haklıdır, zira elimizde 3. Reich'ın bayrağı indirmesinden çok sonra gerçekleşen bir İsrail-Filistin örneği var. Toprak ala ala, yavaş yavaş içeri sine sine hak talep etti adamlar. Hitler bunu Almanya'ya yapmamaları için çabaladı fakat güç zehirlenmesi yaşadı, zaten sıkıntılı olan fikirleri zaferlerle iyice yoldan çıktı. Yahudileri sınır dışı etmek yerine çalışma kamplarına tıktı, diğer ırkları da önüne katarak katliam yaptı. Irkçılığın açıklaması tam olarak budur, koruduğun şeyi kendin zayıflatırsın, sonunda kendin yok edersin.
Irkçılık daha sınırlar oluşurken başladı. Büyük etkenlerden biri de aidiyet duygusu. İnsanlara işlenmiş bir koddur bu, bir kişiye, bir millete, bir dine ya da bir topluluğa olabilir. Bir millete ait olmayı seçenler doğal olarak ait olduğu milleti canı pahasına korur, zira bir kaleyi elinde tutmak, onu fethetmekten zordur. Bu koruma içgüdüsü aşırılaştığında ortaya ırkçılık çıkar. Hayvanların kendi bölgesini korumasına benzer ama bir fark vardır; hayvanlar bunu bilinçsizce yaparken insanlar bundan rant bile sağlar. Her insanın içinde bir canavar var işte, farklı şekilde saldırır sadece.