İnsanlar kendilerini değerlendirirken hep bonkördür. Hepimiz iyiyiz, hepimiz mükemmeliz kendimizce değil mi?
Herkesin ağzında genel anlamıyla ‘Ben çok iyiyim ama kıymetim bilinmiyor’ lafları. Hepimiz kendimizi değerlendirirken körüz. Başkasını değerlendirirken ise çok fazla acımasız.
Siz aslında sandığınız kadar iyi biri değilsiniz. Hepimiz çaresiziz ve seçeneklerimiz kısıtlı. İyi olmak dışında bir şansımız yok. Dinle baskılanmış bir topluma uyum göstermek mecburiyetinde olan bireyleriz. Bu iyilik değil mecburiyet.
Ne olursanız olun karşınızdaki bunu umursamaz.
Bu dünyada insanların birçoğu iyi değiller. Kendini iyi diye tanımlayan herkesin eline imkan geçmiyor. Eline imkan geçince iyi olmadığınızı hepiniz anlayacaksınız. Etrafta kadın veya erkek yokken sadık kalmak kolaydır. Yakalanmayacağını bilse bu dünya nüfusunun yarısından fazlası adam da öldürür, hırsızlık ta yapar, tüm ülkeyi soyup soğana da çevirir. Elinizde imkan yok, yeteri kadar cesaretiniz yok ve ben çok iyi biriyim diye kendinizi kendimi teselli edip duruyoruz duruyorum.
Bir de hep duyuyorum gına geldi. Ben artık iyi olmayacağım piç olacağım o kadınlar görecekler günün diyen tipler var. Ha onları ıssız bir adada Piçvivor yarışmasına göndermek geliyor içimden. İnsan ilişkilerinde tecrübe geçerlidir. Sen bir anda kafana yıldırım düşecek ve piç olacak davranışlarını değiştirebilecek durumda değilsin. Zaten karakterini değiştirebilecek bir çapın olsa, kadınlara erişmek için ağlamana gerek kalmayacak.
İyilik ve kötülük göreceli kavramlardır. İyilik ve kötülük düşüncedir sadece. Önemli olan aynı şeyleri düşünmeniz aynı şeylere reaksiyon vermenizdir. Size karşı iyi olan bir arkadaşınız, sevgilisini boynuzlayabilir. Sizi menfaati için satan arkadaşınız, sevgilisinin merkezinde olabilir. O yüzden iyi insan filan beklemeyin. Akışına bırakın ve ilerleyin. Bu öyle bir şey ki aradığınızda bulamazsınız, o sizi gelip bulur.