giriş:
3 eleman karşıdan gelmektedir, yanımdan geçerken "ipne gibi saç uzatma" derler. bunun üzerine serde olan yiğitliğin ve esenler çocuğu olmanın istemsiz refleksiyle; senin ağzını yüzünü s.kerim o.ç diyerek elemanlara dalarım.
gelişme:
önce afallayan ve ufaktan geri çekilen grup, aralarından birine kafayı gömmem hasebiyle "ya allah" diyerek üzerime çullanır. başta gayet üstün olduğum kavganın kontrolünü yitirmem fazla sürmez ve sağlı sollu yumrukları kâh gözüme, kâh çeneme, kâh mideme alarak pert vaziyette yere yuvarlanırım. bunu gören delikanlılar durur mu, yerdeki benim üzerime atlaya zıplaya tekmeler yağdırmaktan çekinmezler. artık yorulduklarını hissettiğim bir anda ise kalkıp kaçarım.
yediğim dayak yetmemiş olacak ki, elemanların elinden 20-25 metre uzaklaşmadan; "harcarım lan ben bunları" fikrine kapılıp "sizin soyunuzu sopunuzu..." nidaları eşliğinde geri dönerim. ama gerçekten yorulmuş olan elemanlar bu sefer benimle fazla uğraşmaz, birkaç darbe daha indirir ve çekip giderler.
sonuç:
hırpalanmış ama onurunu ayaklar altına aldırmamış biri olarak ağır aksak biçimde evime geri dönmeye çalışırken bacaklarımı hareket ettirmekte çok zorlandığımı farkedip arkama bakarım; geldiğim yol ve pantolonum kan revan içindedir. son seferde elemanlar benimle uğraşmaktansa, sol bacağıma iki, sağ kalçama bir bıçak derbesini yeterli görmüş, bu nedenle kaçıp gitmişlerdir.
evin önündeki ufaklıklardan birini çağırır; "git şuna şuna haber ver, gelip beni hastaneye götürsünler" derim. çocuk koşarak dediğim arkadaşları bulup getirir, hastaneye gidilir, bolca dikiş atılır. iki ay boyunca tuvalete bile gidemem, eğilip kalkamam, doğru düzgün yürüyemem...