/e75c936b7d34cbcdc0a351776fd67fcf612f3dd1/53616c7465645f5f981da635b6d69fc4eeef021613e929335c4cfa62b5a5ac311bdd1f778aacd88779eeb38769646c3a44368c248c60550c9ce7dddac242d9c8f085850105d5eb46db414591e1f5b35e2758612d0a9b4cd807a0d9993ec8341b67232ec1332ecc555a899c05cce33ae6.jpg "belizzimaaa")
Uzun zamandır beni rahatsız eden bir durumdan bahsetmek istiyorum. Ülkemizde kadınların linç kültürünün bir parçası haline getirilmesinden ve erkekleri sanki onlar 'ayartmış', erkeklerin hiç suçu yokmuş gibi yansıtılmasından son derece rahatsız olan insanlardan biri de benim. Ama burda sapla samanı birbirinden ayıramıyoruz bence. Şeyma Subaşı, Acun Ilıcalı birlikteliğinde herkes Şeyma'nın üzerine gitti, onu yuva yıkan kadın olarak yaftaladı. Acun'a kimsenin laf etmemesi haliyle kadınların canını sıktı. Ama Acun'a laf edilmemiş olması Şeyma'yı aklıyor mu? Sonuçta Acun kadar Şeyma da suçluysa neden burada kadın korunuyor ki? Öbür tarafta da mağdur olan bir kadın yok mu? Ülkemiz kadına karşı artık o kadar hassas duruma geldi ki, eğer hatayı bir kadın yaptıysa 'bu hatadır kardeşim!' diyemiyoruz. Neden? Aynı durum Ayşe Özyılmazel için de geçerli. Herkes Ayşe'nin üzerine gidiyor, Selma Hanım'ın ölümünden Ayşe sorumlu tutuluyor diyorlar. Evet doğru, hatanın büyüğü Ali Taran'da olabilir ama bu Ayşe'yi tamamen aklıyor mu? Bence hayır. Burada önemli olan kadın-erkek demeden hatanın tek bir kişiye yıkılmaması ama sırf cinsiyetinden dolayı da kimsenin kayırılmaması gerektiği. Ha tabii bir de üslup. Siz ne düşünüyorsunuz?
/075f987dc154d9f97105e21b024d2f88ff7d5ba9/53616c7465645f5f40326892a8ba1b63b21ab383d95be39b7f67a3943d171a522d20627a46a93a30694033bb3c4a6622cd4fd73c248945dc723456a7d2ca91ac2ea6c7ee129678591b6da626b680b378e515890af2a1a2b17083d56cc774d17a866dd31d4990221a10c42500d004ad43.jpg)