vogelfrei
    Instagram'da beni her paylaştığı postla oldukça yaralayan bir hesap var, ismi DiasporaTurk. Burada, 1961'de Almanya'nın savaş sonrası ekonomisini düzeltmek için Avrupa'nın fakir ülkelerinden vasıfsız işçi almasıyla başlayan ve yıllar geçtikçe sayılarını milyonlara katlayan Türk ailelerin o dönemki hikayeleri, fotoğrafları paylaşılıyor. Gökhan Duman, yani hesabın yöneticisinin aynı zamanda kitapları var, ben de daha yeni 11. Peron'u bitirdim. Yaşanılan zorlukları, yabancılara karşı zaman içerisinde değişen görüşleri, tarihin tanıklıklarını çok güzel bir projeyle aktarmış. Bu gurbet hikayelerini dinlemek de beni oldukça etkiliyor. Benim hiç Almanya'ya o dönem giden bir Gastarbeiter tanıdığım yok. Bu yüzden sizin bir tanıdığınız varsa burada onların hikayelerini anlatmak çok güzel ve yararlı olabilir, tarihimizi bir de böyle görmek açısından. Ancak ben de kitaptan bir hikaye paylaşmak isterim. Bir gün Berlin Kreuzberg'te sokakta arkadaşlarıyla oyun oynayan ve o gün hem doğum günü hem de anneler günü olan Çetin Mert adlı çocuk, topun kaçmasıyla onun peşine düşüyor. Ancak bi anda gözden kayboluyor çünkü topun peşinden koşarken Rhen Nehrine düşüyor. Rhen nehri ise Doğu ve Batı Almanya'yı ayıran Berlin duvarının ortasında kalıyor. Alman disiplininin verdiği kan dondurucu ekole uyarak ne Batı tarafının askerleri ne de Doğu tarafının askerleri suya çocuğu kurtarmaya inmiyor çünkü sınırı aşmak yasak ve ölüm veya ceza tehlikelerinden korkuyorlar. İnsanlıkları ölmüş bir şekilde Çetin Mert'in boğuluşunu izliyorlar. Çocuk 2 saat 5 dakika sonra izni alınmış bir dalgıç tarafından sudan çıkarılıyor. Sonra iki bölge arası tehlike arzeden durumlarda nehre giriş yapılabilir anlaşması yapılıyor ama Çetin Mert'in ailesi bu bir şey ifade etmiyor. Ben bayağı etkilendim. Sizin de varsa hikayeleriniz duyduğunuz, gördüğünüz ya da fotoğraflarınız, buyrun paylaşın efenim hep beraber tanık olalım.
    https://www.instagram.com/diasporaturk.en/
    https://www.instagram.com/diasporaturk.en/

    Günün En Popüler Başlıkları