herseyinaktivisti
    Hepimiz mutlu olmak için yaşıyoruz hayatta herhalde. Herkesin kendince bir güdülenme durumu var. Aslında yaştan yaşa mutluluktan beklentimiz değişiyor. Örneğin lisedeyken sürekli aşk meşk işleri ile boğuşuyorduk. Üniversitenin belki başlarında da öyle. Yine üniversite dönemindeyken, mutluluk anlayışım sürekli olarak bir gezmek tozmak ve sabahlara kadar eğlenmek üzerine kuruluydu. Mezun olmaya yakın iş arayışı sardı beni. Tek istediğim şey şu diplomayı alıp yüksek lisansa girmekti. Bu arada kötü biri ilişki deneyimi yaşamıştım ve tüm mutluluğumu ondan intikam almaya bağlamıştım. İntikam hissim geçti, yüksek lisansa girme durumum başladı. Girdim, ancak yine de o istediğim tam mutluluğu yakalayamamıştım. İşe girdim yine aynı şekilde. Zamanla fark ettim ki asla o ihtiyaç bitmiyormuş. Belki de o ihtiyaç insanı güdülüyormuş. Goethe'nin Faust'u var ya hani. Faust sürekli en mutlu olacağı zamanı arar, Tanrı der ki en mutlu olduğum anda "tanrım durdur zamanı" de durduracağım diye. Ancak Faust asla ama asla en mutlu olduğu anı seçemez. Bizimkisi de o hesap işte. Tek emin olduğum ve kendimi mutlu hissettiğim yer kedilerimle birlikte olan ailemin yanı.

    Günün En Popüler Başlıkları