/7e07b62165fc1dc12c31099a7924602e5fdfd15d/53616c7465645f5f9964b6e35e8c45e73e79b1fe5d3d729211e3674b27d579ef95ccb93d4fd8002bab6c2ac31f11ddbb5b09201b26973e69fd9c5493da7feef51312a2cd73a816f4ecc55a10c28da495c4936d4a63a528328e11c1b77548b97f91c0ca59dfeca157eb29f69a48f8f236.png "dr.rock")
Elbette kutsallarda bahsedilen Tanrı ve din kavramları insan üretimidir ve insan duyularında “var” değildirler. Patolojik olmayan her varlık pek tabi bunu kabul eder. Hoş olmayan tabiriyle, evet “Tanrı yok dinler yalan” ama bu “inanç” yalan demek değil elbette. Aşk nasıl gerçekse inançta o kadar gerçektir, sadece “var” değildir.
Sorun bu değil,
Sorun cevabını bulamadığımız sorular
Aklımıza yatmayan ama en mantıklı cevap = Evrim
Evrim neden bize YETERİNCE mantıklı gelmez?
Nasıl, inorganik maddeler rastlantısal olarak birleşip organik olana dönüşür?
Cevabı şu;
İnsan beyni sadece belirli bir süre ötesini düşünebilir, belki 300 yıl ama daha fazla değil. Bu insanın yetersizliği değil beyin organının normal fonksiyonudur.
Richard Dawkins bunu çok güzel açıklıyor, “yeteri kadar uzağı düşünebilseydik bir heykelin bize el sallaması mantıklı gelirdi”
Gülmeceli bi foto koyuyumda gülün
Sıkıcılığı ekarte edelim 🤘
/46f18825384fae266237ac238d0dbf925c25be42/53616c7465645f5fb3520a1198436952a8c800bbdf0737fe00aac80852ee8a51ba5cafc27393f068801430e8db4297f5fd839c5a79b4328b519cba96da994ff2c718e39ef14caa907d14444bd5e5b81bf565f34afec2d63a6d62e1929bdc3ea77545eee1add6dc486a6dea775c183773.png)