tsukyomi
    İnsanoğlunda bir aidiyet ihtiyacı var. Bir kişiye, bir gruba, bir millete ya da bir varlığa. Yalnızlık korkusundan doğan bir ihtiyaç bu. Hepimiz ''aman falanca yere gideyim de herkesten kurtulayım'' diyoruz ama bal gibi de mecburuz birbirimize, bilhassa mental olarak. Bir insanı yönlendirmek istiyorsan onun duygularına oynaman gerekir. Bu din davasının çıkış amacı bu. Düşünsene, insanın genetiğine kodlanmış bir duyguyu kullanıyorsun. Savaşa sürüklemeyi bırak, tüm varlığına el koyarsın ki amacı da bu zaten, seni görmeden senin amaçların uğruna can alıp can verecek insanlar yaratmak. Aslında düşünmeyi seçenler için çok zayıf bir sistem bu. Mesela tüm dinlerde ödül-ceza meselesi var, eğer kurallara uyarsan, yani sorgulamadan itaat edersen seni ödüllendirecek, sorguladığın an seni buzlar içinde yanan yedi katlı bir mekanda cezalandıracak. Bu arada aynı Tanrı senin yolunu baştan çizdiğini de iddia ediyor, sorgulayanlar için dinlerin kırılma noktası burası, sorgulamayanlar içinse hikmetinden sual olunmayacak bir kudret. Güçlü bir lider yarat, sürü onu, yani senin emellerini ölümüne takip etsin. İnsanları böyle sonsuz kudretli (?) bir varlığa inandırıp gütmek ilk kimin ya da kimlerin aklına geldi bilmiyorum ama dünyada yaşamış en zeki insanlar onlar.

    Günün En Popüler Başlıkları