zagorlu
    Bir Mayıs ayıydı. İlk buluşmaya okulun cafesinde buluştuk akşam üstü. Cafedeki eleman sağolsun kahve istedik diye bir de saat geç olduğu için çok tırt bir kağıt bardakta 2 adet toprak tadında kahve aldık. Keşke almamış olsaydım. Oturduk tam içicem o buharı üzerinde sıcacık kahve tamamı üstüme döküldü. Boxerın ön tarafına kadar öyle yayıldı ki altıma işesem o kadar dağılmazdı. Canım bir taraftan öyle yanıyor ki kızın ne dediğini geçtim Türkçeyi anlamaz oldum. Bir taraftan da tırsıyorum ulan kısır falan olurum diye. Neyse ben anlamayaraktan biraz vakit geçirdikten sonra kız kalkalım dedi kalktık farkettim ki öyle bir pişmişim ki topallıyorum. Dedim ya Allah bismillah allahım güç ver. Dik yürümeye çalıştıkça bacaklarımdan ses gelicek neredeyse. Bir gıcırdama sesi geliyor ama benim temennim ayakkabıdaydı. Minibüs duraklarında kızı bıraktım, minibüs hareket etti, ben el salladım ve uzaklaştığını görmemle dere kurbağası gibi bacaklarımı aralaya aralaya fakültenin tuvaletine koştum. Allahtan bişey olmamış derim yerli yerindeydi. İkinci buluşmamızda bir yere oturup yemek yiyelim dedik. Orada da bir bok yiyip menüden saç tava istedim. Eşşek bilmediği otu yerse başı ayırırmış misali bizimki. Ulan al gitsin dürüm aq öğrencisin lan. Sağolsun oradaki aşçıda ateş yerine lavda saç yaparak inovatif davranmış ama bize sürpriz olsun diye söylememişler. Yemekler geldi sacın kulpundan tutup biraz çekeyim derken o sıcağa karşı can havliyle elimi kaçırdım ama tüm menü önümüzden yere serildi. Hani öğrenci zamanı paramın gittiğine mi yanayım yoksa kavurmanın yerde yıldız haritası oluşturduğuna mı ? Üçüncü buluşmamızda da sohbetimizde nargile muhabbeti geçti diye nargileciye gittik. Bu boku yemeye birazda ben hevesliydim. Önce buluştuk sonrasında da çifte kumrular gibi açık alanda bir nargileciye geçtik. Herşey güzel 1 nargile söyledik kahve falan aldık. Hatta bir an dedimki bi tavla atsakta eline versem mi diye de düşündüm. Allaha şükür hiç ters bişey yok bu seferde kalkarken çantasını bir pazar torbası edasıyla savurdu yarım akıllı. O küller tohum serpilir gibi sağa sola dağıldı. Bir an ortalıkta 4 5 garsonun sağdan soldan nargile közlerini toplamaya çalıştığını görünce dedim ödül oyununda bu hafta. Tabiki çantasının içine de ne koymuşsa bir de bana bak "aaa görüyor musun nargilede kırılmış" diye hayret ediyor. Garson dediki üstat 7 aydır burda çalışıyorum nargile tömbekesi kıran ilk müşterimsiniz. Açtım ellerimi Allaha dedim ki rabbim bu nasıl sınav. Bu durumları yaşadıktan sonra dedim ki biz bu ilişkiye devam edersek diğer buluşmada bir kaza eseri yanarak can vericem yada birisi tarafından kundaklanıcam artık bu belli deyip ayrıldım. Şaka şaka aşiftenin 2. sevgilisiymişim onu öğrenince ve de yaşadığım şeylerin göklerden gelen mesaj olduğu kanısına varınca ayrılmak en doğrusu oldu. Ve bunları anlatırken bir parmağımın boğumu kadar abartma yada yalan yoktur. Yaşananları bir ben bi Allah bilir. The End...

    Günün En Popüler Başlıkları