Köy değil de sakin bir kasaba veya kaza olabilir benim için ama kurulu düzeni bırakıp yeni bir yerde yeni bir düzen oluşturmak o kadar gozümde büyuyor ki, yoksa ben de büyük şehrin hengamesinden bıkmış haldeyim. Trafikten dolayı bir yerden bir yere gitmeye üşeniyorum. Sandalyemi alayim sahile gidip oturup kahve iceyim, kitap okuyayim diyorum, insanlar sahillerde de göt göte oturuyor. Farkli konumlarda ses bombasindan muzik açılmış, bir gürültü kirliliği halinde. Her yer beton yığını, nefes alınmıyor. Stres şehrin benliğine işlemiş resmen, herkes biri bir şey dese de patlasam halinde geziyor.
Eskisi kadar cezbetmiyor artik İstanbul...