ulaschnope
    arkadaşlar bir itirafta bulunmak istiyorum. hem belki bir şekilde konunun muhattabına da ulaşır, bir işe yarar. üzerinden de seneler geçti, artık daha fazla içimde tutamayacağım. bir gün nöbetçi eczane arıyodum..kapalı olan bi eczanenin camına yaklaştım herkes gibi, adresi aldım, tam gideceğim sırada “biliyo musun sen orayı?” dedi biri. bi baktım emre belözoğlu. “biliyorum tabii ya takip edin beni” dedim. anlamsız bi artistlik geldi bana. inanılmaz havaya girdim. bi kaşım havada falan. sanki eczaneye değil, dünyayı kurtarmaya gidiyorum. ben önde, emre belözoğlu ve ünsüz arkadaşları arkada..gidiyoruz gitmesine fakat büyük bir problem var. ben o adresi o kadar da bilmiyorum. o an emre’yi falan bi anda öyle karşımda görünce işte biliyorum deyiverdim. bunlar da çok hızlı bindiler arabalarına, bişey diyemedim. kendilerini yaklaşık bi 10 dakika dolaştırdım. nereye gitsem arkamdalar. emre gerçekten adam adama markajın hakkını veriyordu. öyle ki bazen dikizden baktığım zaman kendisini ve arkadaşlarını arka koltukta görüyordum. zaman geçtikçe adresten de, nöbetçi eczaneden de umudumu kestim. artık tek derdim 10-15 dakikadır arkamda dolaştırdığım emre belözoğlu’na bu durumu nasıl açıklayabileceğimdi. camım bozuk olduğu için mecburen durmak zorundaydık, ama duracak pek de bir yer bulamadım. bi ara yanyana geldik..emre camı açtı, ben ağzımla ve elimle “abi ben bulamadım eczaneyi siz gidin isterseniz” dedim. yağmur da çok bastırdığı için ellerim, hareketlerim falan çok anlaşılmıyor. o da bana ‘camı aç camı’ işareti yapıyor. ulan ben bilmiyo muyum camı açmayı, bozuk işte napıyım olum diyorum içimden, “abim cam bozuk be güzel abim” diyorum dışımdan. demiyorum aslında, baya yapıyorum. baya elimle kolumla her şeyi yapıyorum. her neyse emre bana “tamam” falan yaptı, okey yaptı böyle anladı beni. sonra ben de hemen e-5’e bağlandım. ilginçtir emre de bağlandı. gidiyorum..o da geliyor. geçmiyor beni. yavaşladım, orta şeride geçtim, o da geçti. sağa geçtim, o da geçti. gidiyoruz..muhtemelen bana gidiyoruz ve işin kötüsü emre bunu eve vardığımız zaman anlayacaktı. aslında bi ara, evin orada arabadan inip “emre bey kusura bakmayın siz beni yanlış anladınız o an galiba. ben bulamadım abi eczaneyi. çok da anlatmaya çalıştım ama..bence şöyle yapalım, dilerseniz ben sizi bu gece misafir edeyim arkadaşlarla beraber, sabah olunca da önce kahvaltımızı yaparız, sonra evden çıkar beraber en güzel eczaneye gideriz abi. ne dersiniz??” demeyi düşündüm. hatta şöyle sonunda da göz kırpma işaretiyle gülerim dedim, sempatik olur “;)”. hatta iki parantezli “;))”. ama hayalimde bile bi dövdüler beni..öyle böyle değil, nası vuruyorlar anlatamam… o yüzden bu anlamsız tekliften hemen vazgeçtim.

    Günün En Popüler Başlıkları

    İçerik bulunamadı.