sebnemsertuna
    O kadar zor ki, sanki bitmek bilmeyen ve büyüdükçe kademesi git gide artan bir oyun gibi. Aslında küçükken her şey çok basittir, annen seni her şeye hazırlar, giydirir,okula götürür getirir. Baban akşam işten eve gelir o an çok mutlu olursun yatana kadar oynarsınız. Sevgi dolu bir aileye geldiysen ne de şanslısındır. Ama ülkemizde biz her ne kadar sevgi dolu da büyüsek, ailemiz bizi el bebek gül bebek büyütüp hayata kazandırsa da etrafta bulunan kötü insanlar,sevgisiz insanlar ve hayatta hiçbir zaman bir şeye sahip olamayacak insanlar yüzünden pırıl pırıl kız çocuklarının hayatı birer birer kayıyor. Bu çoğunlukla annelerin ve babaların oğullarını yetiştirememesiyle kaynaklı maalesef. Genç bir kız çocuğu evde hep annesine yardım etmek zorundadır ama konu abiye ya da erkek kardeşe gelince 'Aman oğlum sen otur ben yaparım .' olur. Misafir gelir, 'Kızınız servis etmeyecek mi çayları?' derler. Aslında yapmak istemezsin, çünkü kadınlar çok kaba tabirle evinde hanım, mutfakta aşçı, yatakta şaheserler yaratmak zorundadır. Annesi tarafından bu şekilde yetiştirilmiş, sürekli hizmet bekleyen, her istediğinin yapılmasına alışan kişiler hiçbir zaman topluma uyum sağlayamaz, evde de kendi işini göremez. Kızlar gece geç saatte dışarıda olamazlar bizim ülkemizde, bu bir ayıptır mesela hemen 'Aa! kızınız eve gelmedi mi halen?' olur biri duyarsa. Geç saatte dışardaysanız da hep bir korku olur acaba biri takip edecek mi diye. Arkamızı kontrol ederek gideriz. Kısa giyinemezler 'Orasını burasını açmış bu da yollu denir.' Şortumuzun eteğimizin boyu bizim ne kadar ahlaklı olduğumuzu gösterir çünkü. İşleri biraz daha zorlaştıralım. İş hayatında bir erkekten daha fazla maaş almamalılardır. Bir kadın bir erkekten çok kazanmaz çünkü eşinin egosu zedelenir. Ya da yüksek bir pozisyona gelmek için illaki birine yalakalık yapmıştır, kendi başarısı değildir. Kızlar erkek arkadaşlarıyla aynı evde yaşarsa, kendilerine karşı yapılan istismarı veya şiddetti hak etmiş olur. Eğer evliyse kocasıdır yapar,araya giremeyiz olur. Sayarak bunları bitiremiyoruz maalesef. Kısıtlamalar, yargılar o kadar sığ ki. Her geçen gün hayatında kendine güvenen başarılı kadınlar bir bir öldürülüyor. Bir kadının kocasından ayrılmak istemesi suç ama kocasının eşini öldürmesi suç değil mesela. Bunun artık gece gündüz fark etmemesi daha korkunç. Biz ülkemizde kadınlar olarak her zaman kendimizi korumak zorundayız maalesef. Sırf bir erkeğin istediğini yapmadık diye kaçırılıyor, tecavüz ediliyor, yakılıyor, camdan atılıyor, pompalı tüfekle vuruluyor, boğazımız kesiliyor bizim. Ama kimsenin umurunda bile değil. Her zaman sessiz olması beklenir bir kadından, söylenenlere itimat etmesi her ne olursa olsun sessiz kalması. Bir anne kadın olarak oğluna nasıl davranması gerektiğini öğretmeli en başta. Kendisi aynı şeyleri yaşadı diye kızına baskı yapmamalı. Bir erkek karşısındaki istemiyorsa durmalı, hiçbir şeye zorlamaması gerektiğini anlamalı, hele ki izni olmadan ona dokunmaya dahi cesaret edememeli.

    Günün En Popüler Başlıkları