/1db46c457cc4a2d9865e70c56d16efb6e1a6e3e4/53616c7465645f5f9f4cfbc862d43ec0974cf4981341184250bfd5e4e1d642f5fd3d452e63b10c2f954dc159434e3bba93736f9e6e4c4f037210393b2652ba315145c919838a03fdd02097ca0927c4a93cc1e250835e6a5d4259f6b5a0f88376f4a0a6c061f2148e5b3fb1f1a2fbef99.jpeg "sucveceza")
Maddenin yapısını hatırlamak istersek eğer, hafızamız bize maddenin yapı taşının atom olduğunu ve atomun da proton, nötron ve elektrondan oluştuğunu hemen hatırlatıyor. Hatta neydi? Elektron eksi (-), proton (+) yüklü ve nötron da nötrdü. İşte atom dediğimiz bu yapı tüm evrenin temelini oluşturuyor. Fakat bu atomlar evreni doldururken kendi içlerindeki boşluğu neyle dolduruyorlar?
Atomun %99,9’unu oluşturduğu söylenen boşluk aslında bize maddenin kocaman bir boşluktan ibaret olduğunu söylüyor. Bu boşluk üzerinden bir bakıma maddenin aslında maddeden oluşmadığını söyleyip, enerji dalgaları sebebiyle madde olarak adlandırdığımız enerjinin sert bir formunu algılayabildiğimizi ortamlarda anlatabiliriz. Atomun artı yüklü çekirdeğinin etrafında aşık misali dönen elektronlar ve farklı atomların etrafında dönen bu elektronların aynı yüklü oldukları için birbirlerini itmesi, atomik ölçekte hiçbir madde ile aslında tam olarak etkileşime geçemediğimiz gerçeğini doğuruyor. Buna sebep olan şey ise atomu oluşturan parçaların birbirini itmesi ve çekmesindeki temel kuvvetler.
Yazı kaynak: nedenolmaz.com
https://youtu.be/DF-VEBd_OHA
/3e6b537f1fede034665aa60bafdf1c7429077342/53616c7465645f5f323363b371061523fd1a85f528e04914cdb1e01342cc552b0768f15834fba801555a3da1cf63c63da4e7bce21aa993261cddcee3b29a6f7e4f9045724cafe0dfd0e9cfdeff2e338059226539eaadf5b02746ce1f1bd8293ed8c5de5afb7bfce30cb919e731aa10dd.jpg)