nursimarley
    Yaşadığımız şeylerin kendi “tercihimiz” ya da onun doğrultusunda olduğunu düşünürüz. Kendimize, kendimizin yön verdiğine eminizdir. Bir fikre, bir seçime hatta bir hayata itiliyor ya da yönlendiriliyor olduğumuzu aklımıza getirmeyiz hiç. Ama öyledir çoğu zaman. Dış dünyamızdan bize sürekli bir şeyler fısıldanır. “onu yapmamalısın. Onu giymemelisin. Ondan hoşlanamazsın. O bölge yasak…” Ve biz de bunları ne kadar duymazdan gelsek de bir yerden sonra hayatımızı bu fısıltılara göre şekillendirmeye başlarız. Bize düşündüğümüzde, araştırdığımızda doğru gelmeyecek olan şeyleri sırf birilerince doğru kabul edildiği için onaylamak zorunda kalırız. Sonra da bunun kendi seçimimiz olduğunu iddia ederiz. Sık sık kimin doğrusunu yaşadığımızı, yapamadıklarımızın neden yanlış olduğunu düşünmemiz gerekirken; duyumlarla oluşan, yalan dolan seçimlerimizle dolu bir hayatı yaşarız. Ne gördüysek, bize ne verildiyse onu alır, gerisini sormaya tenezzül dahi etmeyiz. Çünkü bir bilgi, çoğunluk tarafından kabul ediliyor ve bizim hayatımıza kadar bu şekilde ulaşıyorsa; onun doğruluğundan şüphe duyamayız. Yanlışı hep başkasında aramamız da buradan gelir aslında. Çünkü başkalarının doğrularıyla oluşturulan biz, yanlış olamayacak kadar kusursuzuzdur (!) Diğerleri ise, yani başkalarının doğrularını kendine doğru edinmeden yeni bir yol çizenler ise, yanlış, eksik, sorunlu olanlardır. Sadece “kendi” hayatlarını “kendi” elleriyle çizdikleri için kötü olan onlardır. Aşağılanmalıdırlar, hor görülmelidirler, ezilmeli, dışlanmalı, insan içine çıkamayacak hale getirilmelidirler(!) Nefretin nefreti beslediği bir dünyada yaşıyoruz. Kötü olanın değil, çoğunluğa göre yanlış olanın cezalandırıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Kendi safından olmayan herkese, düşman gözüyle bakan yaratıkların olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Yeni renklere, yeni tatlara, yeni hayatlara sımsıkı gözlerini kapatmış, kendisinden olmayan herkese karşı savaş açmış toplulukların olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Yaymaya çalıştıkları şey sevgi olması gerekirken, nefreti çığlık çığlığa anlatan kocaman(!) insanların olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

    Günün En Popüler Başlıkları