/813bea41f58024549d039044b2cac7ec63903d80/53616c7465645f5fbbf62c7ed4873ddad3f59008d05f5c422feed7adb1f3ec9a4575be2d2dba1837a7cd993558c938933db93e73ba34a1ef19f81ce2a03a7c75477dbed5651739b7580b4c6fac61de835f6d9c7ab92510904576380da7e77cd95d67e70017686584442eebbd12c8c4d0.png "pinusnigra")
Şimdi efendim baklava, mutfak kültüründe spesifik bir değere sahip, pratik ve teoride dikkat isteyen bir konudur. Öyle ki üzerine tezler dahi yazılmıştır. Her ne kadar Antik Yunan, Arap veya Osmanlı içerisinde kökenleri olsa da, ince olma usulündeki önemini Osmanlı mutfağı belirlemiştir. Gelgelelim, lokum da aynı deneysel süreçlerden geçerek bu mutfakta kimlik kazanmıştır. Cevizin, kimi kaynaklarca anavatanı İran kimi kaynaklarca Çin' e kadar uzanır. Haliyle bu coğrafyaların mutfaklarında da farklı usüllerde kendine yer bulmuştur. Tat olarak daha ağır, çiğnemesi uzun ve şekerin kıvamını yoğunlaştıran bir özelliğe sahiptir. Fıstık ise Orta Doğu ve Orta Asya da kendine yer bulmuştur. Bu yüzden özellikle Osmanlı' nın daha yoğun hükmettiği yerlerde işlenmiştir. Yine baklava da kullanılır, yapı bakımından daha kolay elimine edilmesi ile tadı daha hafiftir. Yumuşak bir tat verir ve baklavanın şekerini dengeler, ince hamura kremamsı bir doku verir. Yine gelgelelim, her iki türlü de damak zevkine göre tüketilir. Özellikle cevizli baklava, bülbül yuvası denilen türde üretilirken, fıstıklı baklava klasik baklava dilimiyle servis edilir. Parçalanması daha zarif ve kolaydır. Bülbül yuvası boyut olarak daha geniştir, bütün olarak yenilmesi beklenir. Sonuç olarak zevke göre efendim, yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz. Saygılar.