gadjodilo
    Hiç oynamadım ancak oynayanlar ve anlatanlardan duyduğum kadarıyla tehlikeli bulduğum bir oyun. Öncelikle bilmeyenler için FRP;
    https://onedio.com/haber/oyun-sadece-bilgisayar-basinda-oynanmaz-hic-bilmeyenler-icin-frp-oyun-turunun-tanitimi-803218
    https://onedio.com/haber/oyun-sadece-bilgisayar-basinda-oynanmaz-hic-bilmeyenler-icin-frp-oyun-turunun-tanitimi-803218
    Oyun, her ne kadar hayalinizde bulunan fantastik bir evrende geçse de siz oyun esnasında karakterinizle bütünleşiyorsunuz. Aslında gerçek dünyadan, sorumluluklarınızdan hatta belki de kendinizden kaçtığınız bir alan oluyor. Belki de yaşamınızda yaşayamadığınız çeşitli duyguları oyunda yaşayarak kendinizi tatmin etmeye çalışıyorsunuz. Örneğin; gerçek yaşamda bir şirkette temizlik işçisisiniz. Yöneticiniz ya da işvereniniz size sürekli hakaret ediyor, sizi aşağılıyor ya da haklarınızı gasp ediyor. Ancak çalışmaya mecbur olduğunuzdan sesinizi çıkaramıyorsunuz. Bir gün FRP oynamaya başlıyorsunuz ve oyundaki karakteriniz yine yönetilen konumunda. Oyundaki yöneticinizi gerçek yaşamda size hakaret eden, aşağılayan yöneticiniz gibi düşünüp gerçek yaşamda ona karşı gösteremediğiniz tavrı oyunda gösterip kendinizi tatmin edebilir ve böylelikle gerçek yaşamda kendinize yapılan haksızlığın devamına göz yumabilirsiniz. Çünkü zaten gerçek yaşamda söyleyemediklerinizi- yapamadıklarınızı oyunda gerçekleştiriyorsunuz ve oyunda işinizi kaybetme riskiniz de yok. Ya da kaybetseniz bile bu bir oyun. Bir başka nokta; oyunda bulunan DM, gerçek yaşamda bir yaratıcıya tekabül ediyor gibi düşünüyorum. Zarlarla karakterin belirlenmesi ve bir oyuncu el kitabı olması da kader inancına işaret ediyor gibi. Attığınız zar, karakterinizi belirliyor ve siz bunu değiştiremiyorsunuz. Zarı attığınızda hangi sayıların geleceğini siz belirleyemiyorsunuz. Tıpkı kaderinizi belirleyemediğiniz gibi. Ya da oyunda DM'in yönlendirmeleri üzerine seçimlerinizi yapıyor ya da direkt o yönlendirmeleri oynuyorsunuz, tıpkı (inananlar için) yaratıcınızın size yaptığı gibi. Bu da aslında tehlikeli bir kadercilik anlayışına sürüklüyor sizi. Ne yaparsan yap, kaderin değişmez. Sen bu yaşamı yaşamalısın. Dolayısıyla gerçek yaşamımızda da, değiştirebileceğimiz durumlarla karşılaşsak dahi belki de bu kaderciliğin yerleşmesi sebebiyle değiştirmekten geri duruyoruz. Dolayısıyla oyun aslında kapitalizmin sürdürülürlüğünü artıran ve sizi de farketmeden bu duruma adapte eden bir hale sokuyor gibi. Tıpkı Weber'in Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu'nda bahsettiği o kandırılmış koyu kaderci bireylere dönüşürken bir taraftan sömürü sisteminin devam etmesine de körleşiyorsunuz gibi hissettiriyor bana.

    Günün En Popüler Başlıkları