Toplumsal Cinsiyet Rollerine Kadının "Annelik" Rolü
    • Popüler
    • Tarihe Göre
    Vidiom
    Bu başlığa vidio eklemek için telefonundaki dio uygulamasından giriş yap!
      snaalnn
      Milliyetçilik ve toplumsal cinsiyeti içeren çalışmalarda kadınların özellikle ulus inşa süreçlerinde büründükleri roller ve katkıları üzerinde durulmaktadır. Kadının ulusun yeniden üretimi ve devamını sağlayıcılığı rolü milliyetçiliği beslemesi bakımından önemlidir. Kadın bir yandan annelik, savaşçı, işçi, eğitimci rolleri ile milliyetçi hareketlerin temel aktörü hâline gelirken bir yandan da kültürel sınırlamalar çerçevesinde kendisini kısıtlı bir şekilde ifade etmeye zorlanmaktadır. Buna ek olarak verilebilecek örneklerden biri de kadının üreme hakkı üzerindeki tutumlardır. Kadının, çocuk sahibi olup olmaması, olacaksa ne zaman anne olması gerektiği ve kaç çocuğu olması gerektiği gibi örnekler verilebilir. Türk toplumunda ve kültüründe görülen “geniş aile” tarzı ve bunu getirisi olarak tek çocuğun pek tercih edilmemesi, günümüzde farklı oranlarda ilerliyor olsa da hala toplum tarafından özellikle kadınlara çeşitli psikolojik baskılar uygulanmaktır. Bir kadın evlenmeyip kariyer yapmayı seçtiğinde ona, evlenmesi gerektiği, aksi takdirde “yalnız” biri olarak hayatını sürdüreceği söylenerek evlilik kutsal ve yapılması şart bir kurum olarak aktarılır. Evlilik gerçekleşse bile toplum tarafından çocuk sahibi olmak için zihinlerde kabul gören “ortalama” süre aşıldığında, hadsiz sorularla psikolojik baskılara maruz kalındığı bir gerçektir. Buradaki asıl parmak basmak istediğim nokta ise bu tarz soruların genelde kadınlara yöneltilmesi, ve tatmin edici bir cevap alınana kadar da bu piskolojik baskının devam etmesidir. Çünkü türklerde çocuk, bereket olarak görülür ve evlilik, çoğalarak milli stokların artmasını da hedefleyen bir kurumdur. Çalışan, evli ve bir anne olarak “çekirdek” ailede hayatını devam ettiren bir kadın ise, toplumumuzun genel kültürel ve ahlaki bakış açısı çerçevesinden yine eleştirilebilir. Bir kadının hem çocuk sahibi olup büyütmesi, hem eğitimli/eğitimsiz bir şekilde çalışarak aile ekonomisini belirleyen rollerden birini taşıması ve işinde mental ve fiziksel olarak yorulması tek başına takdir edilecek bir şey olarak görülmez. Hatta aksine tüm bunları yaparken evdeki işlerin tamamı ya da çoğunluğu yine ona ait olarak görülür. Bu yüzden özel alandaki “yükümlülüklerden” birini yapmaması/yapamaması onu, toplumun gözünde sorumsuz,ailesine karşı ilgisiz ve umursamaz bir konuma itebilir. Ve kadının bu noktada yapamadığı özel alan yükümlülüklerinin sebebi dışsal faktörler yüzünden olsa da, bu aslında yoğun yaşam biçimi yüzünden görülmesi kolay bir şey olsa da, toplumun getirdiği bilinçaltı algıları yüzünden anlaşılmaz ya da anlaşılmak istenmez. Bu yüzden bahsettiğim içsel nedenlere bağlanarak kadın, türk kültüründeki anne, eş, ev kadını kadınlığına “aykırı” görülür.
        tsukyomi
        Bir toplumun sikkoluğunu ölçmek istiyorsanız kadına karşı tutumuna bakın. Zamanında çoğu toplum da böyleydi demeyin, onlar zamanında kaldı. Çoğu toplum bu konuda gelişirken, bir bilince sahip olurken Türk toplumunun hala cahiliye döneminde kalması dinin ve onun getirdiği Arap kültürünün (kaderciliğin ve kabullenmişliğin getirdiği tembellik ve yeniliklere kapalı olma) ülkede baskın olmasının sonucudur. Önümüzdeki yüzyıl içinde de gelişeceğine inanmıyorum açıkçası.
          kalpci
          Toplumumuzda anneler üzerinde ağır bir mükemmelliyet baskısı var. Bu hem anneye hem bebeklere/çocuklara zararlı. İnsanların ruhlarındaki saçma ve bktan eksiklikleri anneler üzerinde bastırmamalarını temenni ediyorum. Anne kendi hayatını, ilişkisini 2. Plana atarsa bebeğinden büyüdüğünde bir cacık olmaz. O nedenle bu gerçeğe yaslanmalı daha devrimci olmalılar.
            minmina
            şu anda çoğu kadın için annelik onu hayattan alıkoyan bir şey olarak görünüyor ve doğru da. işinden, vücudundan, kendinden vazgeçiyor. erkekler "babalık" yapıyor güya ama bütün yükü hep kadın çekiyor ve "annelik" adı altında bu oldukça sömürülüyor. kutsallık bindiriliyor. zaten bunları yapması gerekiyormuş gibi hissettiriliyor. yetmiyor çocuk bakarken ev işleriyle de ilgilenmesi isteniyor. bu ülkede çocuğunu kabul etmeyen baba sadece eleştirilirken aynı durum kadın için olunca anneliğinden tut her şeyi sorgulanıyor ve daha fazla baskı altında kalıyor. bu çocuğu iki kişi yaptı o nedenle iki kişinin sorumluluğunda; bir değil. kadına annelik adı altında baskılamayı kesmesi gerekiyor insanların
              onr_acbdms
              Doğu ve Güney ülkelerde kadının ev ișleri dıșında çoğunlukla fazla bir vasfı yok. Özellikle arap ülkelerinde kadın bir nevi köleden farksız. Söz hakkı yok, düșünme yok, ses çıkartmak yok. Ha annelik rolü sadece araplar gibi ülkelerde var sananlar var ama en gelișmiș ülkede bile kadın evdeki görevlerin büyük çoğunluğuna sahip. Kadın dünyanın neresi olursa olsun annelik veya ev ișlerinden çoğu zaman kaçamıyor. Bu tüm insanlığın kafasına kodlanmıș bir șey. Bu algıyı değiștiren ülke veya bireyler diğer tüm ülkelere ders olarak gelișme yolunda örnek gösterilmeli.
              /
              0

              Tarihe Göre

              İçerik bulunamadı.