48
3 Eyl 2020
İmkansız Aşka Tutulanlar
Ben Bi kızdan hoşlanıyodum diş hekimliğinde okuyo bu kızın en yakın arkadaşı da benimle aynı bölümde. Hoşlandığım kız hakkında veri toplamak için kızın en yakın arkadaşıyla samimiyet kurmaya başladım. Bi kaç ay geçti cidden çok iyi arkadaş olduk hep beraber ders çalıştık, gezdik tozduk sürekli yan yanaydık. Bu arada ben de verileri topladım ve hoşlandığım kıza söylemeye karar verdim. Ertesi gün arkadaş olduğum kızın doğumgünü vardı akşam Bi Cafe de kutlama yapcaktık. Ben de nasıl olsa hoşlandığım kız da gelir Bi fırsatı bulur onunla yalnız kalır söylerim diyordum. Akşam oldu cafeye gittim Bi baktım hiç kimse yok sadece doğumgünü çocuğu var. Şaşırdım senin arkadaşın nerde diye sordum. İşi çıktı gelmeyecekmiş dedi ben de tamam o zaman neyse en azından yarın söylerim hem de kanka sı burdayken ondan son Bi tüyo alırım diyordum. Bi kaç saat geçti ortam sessizleşti ben cesaretimi topladım. Senin en yakın arkadaşından hoşlanıyorum ona bunu yarın söylicem sence nasıl tepki verir diye sorucam. Seninle önemli bişey konuşmam lazım dedim. AA öylemi bende seninle bişey konuşucaktım diye cevap verdi. Bende doğum günü çocuğu sensin ilk sen söyle dedim. Benden hoşlandığını söyledi her şey ağzıma tıkıldı. Şimdi ne arkadaşım kaldı ne de hoşlandığım kız
Lise sondayım yaşım 17. Akrabamız var o da bir yaş küçük benden. Birbirimizi seviyoruz ama aileler farketmesin diye kimseye söylemiyoruz, hatta birbirimizden bile saklıyoruz onca zaman daha bir kere seni seviyorum dememişiz. O zamanlar ayıp gelirdi seni seviyorum demek, çekinirdik, utanırdık. Ama her fırsatta beraberiz, ya ben onlardayım ya o bizde. Ben ona dağdan papatya toplardım, taç yapmayı da sırf onun için öğrenmiştim, onun da sesi çok güzeldi bana şarkılar söylerdi. Birbirimizin evine sürekli gitmemiz göze batıyor diye çoğu akşam ben onların evinin bahçesinde, onun penceresinin önüne çökerdim, o içerde ben dışarda konuşurduk, o yine şarkılar türküler söylüyor. İkimiz de halimizden memnunduk. Yaz tatili geldi, okul da yok ki her gün görüşüyoruz değme keyfimize. Böyle güzel giderken birden ondan haber kesildi, gelmiyor yanıma. Herkesin cep telefonu yoktu o zamanlar, biz de herkes olduğumuz için ilk başta da bizim yok. Kafayı yiyeceğim. Ben onlara gidiyorum sürekli ama evde yoklar. 3 gün gittim geldim yoklar. Heralde köye gittiler falan diyorum. Dayanamadım anneme sordum, onlar merkeze taşındılar dedi. Neden bile diyemedim, boğazım düğümlendi, çıktım dışarıya, sonra da sormadım başka bir şey. Ona kızıyorum neden gelip de bana taşınıyoruz demedi diye. Bi yandan da nolucak otobüsle bir saat gider görürüm diyorum, kararlıyım adreslerini öğreneceğim. Ertesi gün sürpriz bir şey oldu, çarşıdan eve dönünce ablasının bizde olduğunu gördüm, bizimkilerle sohbet ediyor. Bizim birbirimizi sevdiğimizi bilen tek kişi. Sağolsun görüşmemiz için en çok o bahane bulur, onu bize gönderirdi. Ulan be dedim geldi kurtarıcımız yine, bana yeni adreslerini verecek. Ben gelince hadi gel bahçeye inelim dedi, indik. Gözlerinin içine bakıyorum, biliyor ondan beklediğim cevabı. Lafı uzatıp canını daha da sıkmaya gerek yok, kardeşimi yurt dışında yaşayan bilmem kimin oğluna verdi bizimkiler; önümüzdeki ay nikah yapılacak, sonra o da gidecek yurtdışına. Bunu dedi ve gitti. Kaldım öylece, hiçbir şey diyemedim. Nasıl olur diyemedim, biz nolucaz diyemedim, ulan o daha 16 yaşında diyemedim. Neyse işte evlendirdiler kızı, gitti. Her yaz gelir Türkiye'ye. Yine bizimkiler onlara, onun ailesi bizimkilerin evine gider gelir. O benim ailemle ben de onun ailesiyle bir çok zaman bir araya geliriz. Ama aradan geçen 18 senede ikimiz bir araya gelmeye hiç cesaret edemedik. Her iki ailenin de bir arada olduğu çok fotoğraflar var bu 18 yıl içinde. Her karede ya o eksik ya ben. Bu da böyle bi hikaye işte imkanlımızı imkansız ettikleri.
gereksiz duygu kapılmaları. imkansıza gerek yok normal aşık olun yeter
/
1