duyguguclu
    Ağaçlar önce toprağına ekilir, zamanla o toprağa alışır, büyümeye devam eder. Kökleri büyüdükçe gövdesi de büyür ve yavaş yavaş yaprakları oluşmaya başlar. O yapraklar ne rüzgarlar ne fırtınalarla mücadele eder durmaksızın... Rüzgarla birlikte uçuşan toz parçaları yaprakları süzülen ağaca çarpar durur. Yaşanan duygular da böyledir. Tozların rüzgar ile ağaç dallarına gelip sonraki rüzgarda gitmesi gibidir. Yerinde durmaz, sürekli hareketlidir. Sürekli bir yerden bir yere gider, farklı yaprakların -farklı insanların- hayatlarında rol oynarlar. İnsanlar ise bu duyguların etkisini hep üzerinde taşıyacağını zannettiğinden kendilerini sıkıntıya sokarlar tıpkı Cahit Zarifoğlu'nun "İnsan bastırdığı duygunun esiri olur." dediği gibi duygularının esiri olurlar. Oysaki yeniden esen bir rüzgar ile birlikte duygular da yenileniyor olacak. Belki sevinç yerini üzüntüye bırakacak belki de üzüntü ise sevince... Rüzgar devam ediyor olsa da ağaç büyümeye devam edecek. Ağaç ile birlikte yapraklar da büyüyor olacak ve üzerine daha fazla toz parçaları -duygular- gelecek. Her bir toz parçası ayrı bir duygu olacak. Mevsim kışa döndükçe rüzgar artacak, rüzgar arttıkça önceki rüzgarla gelen toz yerini başka bir toz parçasına bırakacak. İnsan duygularına kapılmadığı sürece içinde bastırdığı duygunun esiri olmaktan kurtulacak. Zamanla ağaç yaşlanacak, yaprakları birer birer dökülmeye başlayacak. Dökülen her bir yaprakta biriken toz parçaları kendini yeniden toprağa bırakacak. İnsanoğlu da böyle işte... Gençken yaşadığı hızlı duygu değişimleriyle karar verirken yaşlandıkça duygularını birer birer toprağa verecek, sonra bedeni ile birlikte toprağa gittikten sonra yaşamı son bulacak.

    Günün En Popüler Başlıkları