/78fcedb95763a0ed706af3a724eafef68346f059/53616c7465645f5f9024396995501a7fdef15b2c84f0ee0781d945d7dc478c9a768310336d0ed93045b51cfb0a7ed7f8f8c658bd3a60dcdf355522134ee839e3f7b5192325bc37b8508767d776bb31b8de275dc18eb8f2f718e80c160deb71f3482291dc73581c1d813f2d8f55ae68ab.png "miller")
artık yaşım ilerledi gerçi önceden de bu iş böyleydi. tüm bu buluşma birbirini tanıma klişelerinden çok sıkıldım ben. bir kez, iki kez, üç kez, dört kez... ne kadar tanıyacaksın karşındakini? kimse kimseyi tanıyabilir mi?
sevişme geçiyor başlıkta ama o bir sembol. beraber yaşamak diyelim. evde beraber yemek hazırlarken poposunu tokatlamak diyelim. yani bunun için ne kadar klişeyi aşmak lazım? her şey bu kadar zor olmamalı cidden.
kaç kere buluşunca aynı eve girip beraber uyumak makul? bu sorunun cevabı olmadığını biliyorum.
ya da ulan tanışmadan mı sevişeceksin dingil diyenler olacaktır anlıyorum.
fakat heves... heves kaçıyor dostlarım. heves kaçtıkça sevişesin de öpesin de gelmiyor süreç uzayınca. ilk anki heyecan kalmıyor. on kez buluşalım amk yemek yiyelim kahve içelim. sikim kahvesini ya biz evde de kahve yaparız yeter.