_sofia_
    Hepimizin yaşadığı; ama unuttuğu bir bilgi "dünyanın neresinde olursa olsun bir bebek yürümeyi öğrenene dek ortalama 200 kez düşer." Peki bir bebek yürümeyi öğrenirken çevresindeki insanlar ne yapar? Bebeğe var güçleriyle destek olur, o yere her düştüğünde coşkuyla kaldırır, hoppidi hoppidi tekrar denemesi için teşvik eder. Fiziksel bir engeli yoksa hiçbir bebek yürümeye çalışmaktan vazgeçmez ve istisnasız hepsi de başarır. Doğduğunda oturmayı bile beceremeyen bir canlının iki ayağının üzerinde dengeli şekilde yürümeye başlaması üniversite sınavını kazanmaktan, iş yerinde terfi almaktan daha zor bir eylemdir. Düşmek başarısızlık hissinin yanı sıra fiziksel olarak da can acıtan bir şeydir. Şu an 200 kere poponuzun üstüne düşüp kalkmayı deneseniz muhtemelen 4.'de düşmeyi bırakırsınız. Bizler bir kez aşk acısı yaşayınca bile tekrar sevmeye tövbe edebilen insanlarız. Ya bebekler de bıraksa ve bir şekilde yürüyemeyeceklerine inansa? Çoğu şeyde buna inandırmıyor muyuz kendimizi? Bizim çevremiz çocukluk aşamasına geçtikten sonra yapmaya karar verdiğimiz eylemlerde bizleri ne kadar destekler? Bebekken yürümeye teşvik ettikleri kadar destekleselerdi o eylemlerin sonucu ne olurdu? Bazen sırf vazgeçmeniz için daha henüz karar aşamasında bile insanlar olumsuz konuşmaz mı? En basiti "her gün spor yapacağım" dersiniz, "işten geç geliyorsun, soğuk havada üşenirsin" gibi bir ton olumsuz cümle sarf eden insanlar olur. Bazen sadece bir bakışları bile yeter... Aile de hiçbir başarısızlık eyleminiz için yürüme evresinde size gösterdiği sabrı göstermez. Bizler büyüdükçe daha en başından çok iyi bildiğimiz "başarının sırlarını" unutmuş oluruz. tekrar öğrenebilmek için debelenir dururuz. Dünyadaki milyonlarca insan da asla tekrar öğrenemeden ölür gider. Ve kapasitesinin çok çok altında işler, hobiler yapmış olur... Belki ailenin, çevrenin yürütme teşviğindeki en büyük sebebi; kendilerinin de o yoldan geçip başarmış olması ve denerse bebeğin de başarabileceğini bilmeleri. Bu sebeple canla başla elinden tutarak yürütmeye çalışırlar. Hayattaki diğer kararlarda ise bu tür tecrübeleri olmadığı için birkaç başarısızlıkta "galiba olmayacak bırak istersen" şüphesiyle yaklaşırlar. Karar verdikten sonra çevreye kulak asmadan 200 kez yılmadan ve aynı azimle denersek sonuca kendimiz bile şaşırıp büyük bir keşif yaşamış oluruz. Ve yine birinin yılgınlığını gidermek birini yüreklendirmek gerek...

    Günün En Popüler Başlıkları