/8ad775b549ab7f4aef7f369d2bc5cb7c060c2221/53616c7465645f5f63ff2a8faafa0fe003325a7f6cef7d92e955e07a14d22e4baf44d0ba54393ddd1bf5156881c350d4014d108c8efd16bd61d6d0ad28abc07ed033e8d5b8b14490d96fd40ce0c94ca2f6bfe70d7ae89ceb2f94f432f82a2532ae2368a366c1d17c32af3f17625d2c4d.jpeg "garavel_usta")
En sevdiğim sabah ritüelim.
Oscar wilde'in bir sözü var "ritüellerine sıkı sıkıya bağlı olan insan kaliteli insandır aga" diye. Raskolnikov son kapiklerini nasıl biraya veriyorsa, Holden caulfield nasıl kaliteli bir yemeğe tüm parasını harcıyorsa, Martin eden tereddüt etmeden aç karnını umursamayıp ceketini rehine vererek borç harç olsa da daktilo alıyorsa...
Ben de bu sebeple asla es geçmem. Sabah lüks arabamdan inince fabrikanın kantininden 2 adet zeytinli poğaçamı alır, evden getirdiğim 3ü1 aradayı kağıt bardağa boca eder, kantinci feridun'dan sıcak su rica ederim. Plastik kaşık kaynar suda yamuluncaya kadar karıştırırım kahvemi. Mis gibi kokar, karıştırırken köpürür. Biraz o karışma anını, kabarcıkların patlayışını ve tekrar ortaya çıkışını izlerim kendi hayatımla izdüşümünü düşünerek.
Poğaçamın zeytinli olmayan kısmından bir ısırık alır, daha dumanı tüten kahvemden bir yudum alarak yerim. 2. poğaçanın sonuna doğru da sigaramı yakar, kalan kahvemle beraber sigaramı içerim.
Ritüeller önemlidir, size gerçekten hayatta olduğunuzu hissettirir.
Ritüelleri olmayan ve bu üçlemeyi sevmeyen insanlarla işim olmaz, sizin de olmasın.