/b1d77a7c46a21d78ac9807f13646cc830c406783/53616c7465645f5fa59bb70c65056ab90b6d9ccb6b41c75e694ee689439802440057d43b366115228231ba86f65581003abd6c05eb66d59c7fe5b660ba2a14728f6f327a2196ab0690bb2ab8200df23843afd4f7fe69fc9a9d31727a2954e719544e4b6b4eccc4634abcb7f96e8b9aad.jpg "mavin_00")
Ben seni sonbaharda sevdim çocuk ve her yeri sararmış yapraklar kaplarken benim içimi sen kaplıyordu bu yüzden adını Güz Yarası koydum, yaramı kimse bilmesin istedim çünkü bilirim o yarayı sarmaya niyetli olacak insanlar vardı. Sana dokundurmak mı? Aklımdan bile geçirmedim. Ah şu kalbimi avuçlarının içine alıp sıksalar acımasından değil inan canın yanar diye korkarım, yuvana dokundurmam..
Yazıyorum. Yazıyorum. Yazıyorum... Ama sen okumuyorsun ki. Burda bekliyorum seni, gel bul söndür şu yangını gazeller çabuk alev alır bilirsin sana kıyamam hele o ellerin yok mu onlara hiç kıyamam. Eğer gelirsen bir gün avuç içlerine gazeller koyup "sen benim için sonbaharda dökülen her baharda yeniden yeşerenimdin ama şimdi Kutup Yıldızımsın her daim bana yol gösteren, zora düştüğümde 'ben burdayım bak' diye seslenen hiç gitmeyen hep kalanımsın" demek istiyorum. Buna aşk diyemezsin bu kurumuş çiçeğe hayat vermek, köklerinden yeniden filizlenmek. Yüreğine hasretle...