yodainwonderland
    Sayın dostlarım, eğer sevgilinizin önceki hayatta nerede kiminle olduğunu öğrendiyseniz, geceye/gündüze bir şarkı bıraktıysanız, diolarınızı da girdiyseniz gelin bir de sanat köşemizde takılalım.. Bu tabloyu görmeyenimiz, duymayanımız yoktur. Dünyaca ünlü, sanat mecrasında adı duyulmuş insanlar tarafından da, sergi sergi gezenler tarafından da yer yer farklı yorumlara değinilmiş, hem takdir toplamış hem de aslında arkasında çok derin manalar taşıdığına karar kılınmış bu tabloyu bu denli ünlü kılan nedir? Gelin biraz bakalım.. Belleğin azmi (eriyen saatler), Salvador Dalí'nin en tanınan eseridir. 1931 yılında resmedilmiş, 1932'de sergilenmiştir. Sürrealizmin en bilinen örneklerindendir, cep saatlerinin yavaşça eriyişini anlatır. İngilizcede "soft watches" olarak da bilinir. Dali; (ayni zamanda en sevdiği temalardan biri olan) catalonia'nin Cape Creus adı verilen sahilini resmederek başladı bu çalışmaya. Eriyen saat imgesini camembert peyniriyle ile yaptığı bir ziyafetten sonra ekledi; yani saatler, eriyen yumuşak peynir imgelemi taşıyorlardı. Ne kadar ilginç değil mi :) Tablonun en göze çarpan detayları sol tarafta eriyen saatler ve ortada dağınık bir yüze benzeyen absürt bir nesne (kimileri bunun Dali'nin kendini betimlediğini öne sürüyor; ama bir nesnenin birden fazla anlamı da olabilir, bu Dali'nin tablolarında tipik bir özellik). Arkada ise İspanya'nın Katalonya bölgesindeki Port Lligat'tan bir manzara bulunmakta. Soldaki karıncalar ve sinek zaman içinde tükenmeyi, kuruyan ağaç da ölümü simgeliyor. Arkadaki kayalıkların gerçekliği ve denizin uçsuzluğu karşısında öndeki eriyen saatler adeta zamanın oldukça soyut ve göreceli bir kavram olduğunu vurguluyor muhtemelen. "Zaman kesinliğe sahip olmayan, bize anlamlı gelen şekilde sınırlandırdığımız ve sadece ölçmeye çalıştığımız tanımsız bir niceliktir" diyor adeta. Bu tablo rasyonelliğe ilişkin tutarlı görünen kanıların anlamsızlaştığı zaman dilimini sergilercesine gözlerimize dokunuyor hatta,tek kelimeyle eşsiz. Resimde 3 adet eriyen saat görülür, birinin üstüne bir sinek kondurulmuştur, 4. saat ise karıncalar tarafından taşınmaktadır. Bu esere yapılan yorumların genelinde Dali'nin "zaman insanların sandığından daha dirençsizdir"i anlatmak istediği söylenir. Eserin orta yerinde, saatlerden birinin altında, amorfik bir insan yüzü profiline rastlanır, aynı yüz, ''the great masturbator'' adlı eserinde de karşımıza çıkar. İlk halk sergisi 1932 yılında new york'ta olmuş ve 250 dolara satılmıştır dali'nin bizzat kendisi tarafından. halen new york'ta museum of modern art (moma) 'da sergilenmektedir. Ne şanslıyımdır ki bu eseri görme şansına sahip oldum şu 30 yıllık ömrümde, gurur duyduğum şeyler arasındadır. Peki sizce, geçirdiğimiz günlere,harcadığımız vakitlere, kendimizi kırdığımız üzdüğümüz anılara bakarsak; biz insanoğlu için zaman kavramı niçin bu denli önemsiz? Ve bu kavramı dış etmenleri bahane etmeden (ekonomi ülke vs)en azından iç benliğimiz için değerli hale getirmemiz zor mudur?

    Günün En Popüler Başlıkları