moon-night
    dimi dimi bu da hikayesi Genç bir avcı bir gün ormanda geyik izlerin peşindeyken rüzgarda bir belli belirsiz ses yankılandı. Ama onun durmasına yetecek kadar hoş bir melodiydi bu. Çalılıkların arasından süzüldü, sesin kaynağını bulmakta kararlıydı. Bir söğüt ağacı gördü. Köklerine uzanmış kıpkırmızı saçlı, yemyeşil gözlü bir kızla birlikte. Güzelliği onu büyülemişti. "Benimle gel kızım, söğüt yatağından gel.” diyerek çağırdı onu. Ne var ki, kız ona sadece baktı ve başını salladı. ”Gör beni şimdi, burayı terk edemem; dinle beni şimdi seni takip etmemi benden isteme.” diyerek şarkısını mırıldanmaya devam etti. Ama bizim oğlan çoktan vurulmuştu kıza. Sarı bir çiçek buldu yerden, uzattı ona. Kız gülümsedi. Kulağının arkasına sıkıştırdı çiçeği. Genç adam daha çok etkilendi onun bu narin hallerinden. ”Kızım dedi ona kalbimi ele geçirdin. Ah, şimdi senin kölen olurum." dedi. Ancak kız ona asla evlenemeyeceğini söyledi. Ne yakın bir zamanda ne uzakta. Onu reddetmesine sinirlendi genç. Ne var ki aşık olmuştu. ”Yeşil gözlü periyi alacağım ve o benim karım olacak. Şimdi beni reddedebilir ama fikrini değiştirecek.” diye düşündü. Aldı eline baltasını söğüt ağacının önünde durdu. Kız ona niye buraya geldiğini sorunca ”Seni özgür bırakacağım”dedi. Kız ne kadar yalvarsa da dinlemedi, kesti ağacı. ”Şimdi söğüdün düştü, artık bana aitsin.” dedi kıza. Kız omzunun üstünden son kez baktı ağaca. Acı bir çığlıkla yere yığıldı. Yemyeşil topraktan onun yerine yakut kırmızısı bir çiçek büyüdü. Ve güneş tepelerin ardında batarken çiçek açmaya başladı. Genç adam şaşkınlıkla ona baktı, derinden bir acı duydu. Sonra ormandan periler uçuşmaya başladı. Ve kızın hüzünlü şarkısını söylemeye devam ettiler…

    Günün En Popüler Başlıkları