miller
    ağır abi takılan asker arkadaşım. angaralıydı. özel güvenlik olarak çalışıyordu fabrikada. adamın iki tane kutsalı vardı bir annesi bir de azer bülbül. ne zaman koğuşta temizlik yapsak bağıra bağıra azer söylerdi. azer bülbül'ü sevmezdi resmen içinde yaşatırdı. bir gün gece uyuyamadım. öyle salak salak dolanıyorum aşağıda kahve makinası var (evet bizim birlikte kahve makinası vardı koğuşların girişinde) gidip kahve aldım uyanık olanlarla muhabbet ettim. hafif uykum gelince koğuşa çıktım. sessizce ranzaya çıkacakken bir baktım ses geliyor. "Prensesler gibiydim ben baba evinde... Özgürlüğüme gölgeyi hakaret sayarım" ulan dedim acaba nerden geliyo bu. gezdim bakındım. azer bülbül aşığı kardeşim yorganı üstüne çekmiş içerde "İstersen bana ukala bukala de" diyor. inanamadım. usulca yaklaşıp "Kurşun yedimmm sol yanımmmdaan yaralandın mıııı eeey caaaan?" diye türküyü mırıldanmaya başladım. irkildi bi. doğruldu yorganı açtı. "La gardaş ben valla dinlemiyodum la araya karışmış" "Şampiyona şeker geliyo" dinle dedim. "O ney la?" dedi. açtım şarkıyı çıldırdı çocuk. yatakta hadise'nin dans figürlerini yapıyor. hadi deli oğlan falan açtım kendinden geçti. Bu neymiş la gardaş çok iyiymiş dedi. şimdi kim bilir nerdesin bilmiyorum hadi deli oğlan ama geceleri gizli gizli hadise dinlemeni hala unutamıyorum. görürsen beni el salla.

    Günün En Popüler Başlıkları