/3f29b94af118c35a4262fd40ec784376a26c07ca/53616c7465645f5f54570809b36a18afe3f0d8ff2ee7bfcc8568c8afb258a8fa72fe4a2fd397e2c8847094ceef3b866f465dc85f5a27f2af54bf203a8b0068d1e2c02f7881cdbe9f04b31a607a43ff40d9e60b0f5b806ac1c2f659ef9b1dda82d25b3ef25e7d1663687e4c054365aa54.jpg "detokssuyu")
İlkokulda çokça dillendiriyoruz aslında beyin süzgeci, beyin süzgeci diye ama büyüdükçe beynimizin böyle bir işlevi olduğunu unutuyor olabiliriz. Bir şeyleri olduğu gibi alıyoruz, üzerine düşüneyim, güzel beynimin süzgecinden geçireyim düşüncesi asla yok ve benim eksikliğini en çok hissettiğim insan tipi de bu insanlar arkadaşlar. İki düşünen bir söyleyen, herhangi bir bilgiyi, doneyi olduğu gibi kabul etmeden, benimsemeden önce üzerine düşünen insan tipi. Herkes İstanbul Sözleşmesi'ni konuşuyor şimdi biliyorsunuz. Sözleşmeyi açıp maddelerine bakan (bakın tamamını okumaktan bahsetmiyorum) bir elin parmağını geçmiyor ne yazık ki. Zaten başımıza ne geliyorsa. Bir şeylere körü körüne bağlanmaktan onu doğru addetmekten gelmiyor mu?
/e625af939a17805ee78acc97b3b45248c7b31c40/53616c7465645f5f59f8cf01b46572c97c1b2a85ca5ff5519e270481e4dfaa8cce02ba60f02b0ce29d11172e83ee9f2cd61f7bf9fe284ca93863ad00bdc7b05ac50e56be7b1c7c3d4b00647d355fa6c34135262b92ecc566137832a16b578f4167fa4182999286436d5723b1be39f679.jpg)