sanat-perest
    Dayak yiyen bir kadın gördüğümüzde, “kesin bir haltlar karıştırmıştır”, “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” gibi yorumlarla kendimizi kandırmayı ne zaman bırakacağız? Yahut eşinden boşanmış bir kadın gördüğümüzde “ihtiyaçları vardır bu kadının, bir yoklayım” demeyi kendine yakıştıran erkekler acaba kendi kız kardeşi yahut ablası boşandığında ne düşünecek? Boşanan erkekler başkasıyla evlenirken “yalnızlık zor” deyip geçerken iyi de, kadın birini bulunca adını “orospu"ya çıkartmak ne ola ki? "Ben içeyim ama kadın içmesin”, “içen kadından hayır gelmez”, “ben herkesle yatabilirim ama kadın kimseyle birlikte olmamış olmalı”, “içen kadın vericidir” gibi fikirsiz, ahlaksız cümlelerle bir kadına yaklaşanlara ne demeli? İnsanı insan yapan yaşadıklarıdır, aşkı aşk yapan da yaşanacaklardır. Erkek veya kadın olsun geçmişe takılmak zarar verir. Halbuki aşık olduğunuz insanı, “o” insan yapan da geçmişidir. Önce aşık olup, sonradan kendi istediğiniz insanı robota çevirmeyin. Seradan domates bile alsanız, üzerinde çamur olur. Bir rüzgar estiği için sevilir, her yiğidin bir yoğurt yeyişi, her iklimin bir fırtınası vardır. Bir orman yeşilliği için sevilir, ama içinde zehirli böcekler de yaşar. Ne vakit zehirli kısımlardan uzak durup, ormanda yaşamayı öğrenirsiniz. O vakit mutluluğunuz daim olur. Hele bir de taciz edenlere ne diyelim? Hem sanalda, hem sokakta, hem otobüste, hem metroda? Alkolik Komünist Kubik olarak diyorum ki, bu sayfada yahut herhangi bir yerde, ister evlenin, ister çıkın, ister sevin yahut aşık olun! Ne yaparsanız yapın, duygular karşılıklı ise hayat bulur. Hiçbir sevgi, hiçbir aşk, hiçbir evlilik tacizle başlamaz!

    Günün En Popüler Başlıkları