mrlawyerkk
    Wittgenstein diye bir düşünür var arkadaşlar. Bu düşünür lisanımızın sınırlarının zihnimizin sınırlarını belirlediğini tespit etmiş. Lisanımızın kapasitesi kadar düşünebilir ve akıl edebiliriz diyor. Yabancı bir lisan öğrenmenin dünyaya bambaşka bir gözle ve mantıkla bakabilmenin en kestirme yolu olduğunu da savunuyor. Burada da yabancı bir dil öğrenebilmenin temel kuralı sorunu ortaya çıkıyor. Sizce bir yabancı dili en iyi şekilde öğrenmenin ilk adımı nedir? Çoğumuz bu soruya dil kursuna gitmek, yurt dışında yaşamak, bir süre kendi dilini değil öğrenmeye çalıştığı dili konuşmak, çevresinde bu dili konuşan insanlar bulundurmak cevabını verebilir. Bu zamana kadar bize öğretilen bu çünkü. Türk eğitim sistemi yabancı dil öğretemiyor diyoruz, teknik ve yöntemlerin yanlış olduğunu iddia ediyoruz ama durum pek öyle değilmiş. Yabancı bil dil öğrenmenin en temel kuralı, kendi lisanını iyi bilmek ve onun derinliklerine hakim olmakmış. "Kendi lisanı içinde derinleşmemiş, kelime kavram dağarcığı sınırlı insanlar, yabancı bir lisanı öğrenmekte çok zorluk çekerler." deniliyor. Yani önce ana dilimizi öğrenmek, tüm beceriler için temel bir ihtiyaç olarak tanımlanıyor. Yani o çok klişe olan Türkler İngilizce öğrenemiyor tezi Türklerin kendi dillerini de bilmiyor olmasından kaynaklanıyor. Peki bugün kim ana dilimizi doğru konuşuyor, yazıyor ya da kelime dağarcığı sınırlarını aşmış durumda? Hiçbirimiz.

    Günün En Popüler Başlıkları