dinlere çok da bakmamakta fayda var. ne de olsa çocuğunun kafasını sorgusuz sualsiz keselebilecekler peygamberlik, hiç olmadı üstün dindarlık payesi alabiliyorlar. bu da zaten, ilgili dinin hakikatin çok uzağında, bir yalan olduğuna dair bir kanıt olarak düşünülebilir. kaldı ki dinler, çocuğunuzun kafasını kesmenizi istemese bile, vicdan dışlayıcı yapılara sahiptir; ki bir din, vicdanı (ve tabi ki aklı) devralıp size kurallar, reçeteler sunabilsin.
dinleri olmaları gereken yere teslim ettikten sonra soruyu sorabiliriz. lgbti evlilikleri yasal olmalı mı? açıkçası, buradaki en tartışmalı konu, lgbtiler değil, bizzat evlilik. bence öncelikle evlilik tartışılmaya açılmalı. nedir evlilik? aşkın ve sevginin çepeçevre sarılması mı? güzelliğin korunması mı? hatta bizzat sevginin kaynağı mı? sanmıyorum. evlilik her şeyden önce bir sözleşme, bir kurum. bir güvenlik antlaşması. evlilikleri "makul" yapabilecek olan şey, o imza değil, insanların birbirilerine karşı olan tutumları. eğer bu yoksa, evlilik zorbalıktan başka pek az şeye dönüşüyor -ki otoriteler yapıların (din, ve geriye kalan diğer iktidarlar) evlilik konusunda takıntılı olmalarının nedeni de bu zorbalık.
dolayısıyla sorun, totaliter kurumlar. ama yine de bir imtiyaz sağlıyorsa, insanlar bir şekilde evleniyorlar ve mutlu oluyorlarsa, öyle ya da böyle bir şekilde güven veya tamamlanmışlık ihtiyaçlarını karşılıyorlarsa, bir seçenek olarak düşünülebilir evlilik. yine de evliliğe ilişkin imtiyazlar verilmesi sıkıntılı bir konu. ve tahlilde birilerine bazı imtiyazlar tanıncaksa, lgbtilere bu imtiyazların tanınmaması da ciddi bir ayrımcılık.