/2b93d8125ca6732ccf40a616fe249f7956e80098/53616c7465645f5fc1a6e33c471782c9cbb3e4d91034f4b649c64c7ffee8e68020842ba75384f001884cf8d0d2cda6199f1fb85b2ba06d419f1fd8b569482fa4ef667d67884292c6e414786b9cabe39d3230ea267cca8426834c7f7ab0e0b8588d3e07d9017cd178bd7b71a0deb51c1b.jpg "bisosyolog")
Biraz önce Twitter'da görünce aklıma geldi. Bir dönem medyayı baya bir meşgul etmişti.
Kadın üniversitelerine bir sosyolog olarak iki şekilde bakmam gerek.
İlk olarak İslami olarak muhafazakar bir yaşam sürmek isteyen özgür bir kadın düşünelim. Kendi dinine göre, erkeklerle bir arada olması ona yasak. Ve okumak, akademik eğitim almak istiyor. Özgürce yaşayabileceği bir ortamı ona sağlamak istiyorsak, arz-talep meselesine göre ona bu imkanı sağlamalıyız.
Ancak bu kısa vadede iyi bir durum. Bu, kelebek etkisine neden olacak. İkinci olarak bu üniversiteler erkek egemen toplum algısını daha da besleyecek, kadınları daha da ötekileştirecek. Uzun vadede erkeklerin kadınlar üzerinde daha da tahakküm kurmasına neden olacak.
Yani herkesin istediği gibi okuyabilmesi için iyi niyet timsali bir oluşum olmadığı sürece, bu üniversitelerin bana göre "iyi niyet" çatısı altında kurulduğunu söylemek palavra.
Ancak elbette şahane bir toplumda herkesin istediği gibi yaşayabilmesini isterdim.
/be1a54df8596c156386b71f050a02710e2165bce/53616c7465645f5fd207cbd8a4a485dc41205217f4130c5c3dd66ab397100b3206ea03e56514103125e0374a4ee3abfe42f6ab480243ef629345520e30b1b2238d09720a7dbdcf13e8a343eb0aae94e4c0868668c0a1c206371a1c58245f61684be2857150f2c815a5bab0242ce3ebce.jpg)