tsukyomi
    Svastikamı taktım, Rommel'imin resmini öptüm de geldim, bu akşam Sovyet Yomi yok. Öncelikle Rommel'in kara talihinden bahsetmek istiyorum. En büyük talihsizliği Hitler gibi deli fişek bir lidere sahip olmasıydı. Hitler iyi bir hatipti, vasıflı bir liderdi ama asla iyi bir asker değildi. Yanlış generallere güvenmesi ve her şeye müdahale etmesi (Normandiya hezimetinin mimarlarından biridir) ikinci talihsizliği hastalıklardı. Afrika'da kendi hastalığı, Normandiya'da eşinin hastalığı dolayısıyla ordusunun başında bulunamadı. İkisinde de doğal olarak kaybetti. 3. talihsizliği ise kısıtlı imkanlardı. Afrika'da da, Normandiya'da da korkunç rakamlarla savaşıyordu. Fakat bu talihsizlik onun dehasını da ortaya çıkardı. Ne Patton, ne Guderian, ne Manstein, ne de başka bir komutan ne Şeytan Bahçelerini, ne 88mm uçaksavar toplarıyla tank vurmayı akıl edebilirdi, ne de blitzkriegi bu kadar etkili kullanabilirdi. Bir geçitte geçen büyük çatışmada küçük olan ordusu 1000 asker ve 20 tank kayıp verirken Amerikan ordusuna 6000 asker, 183 tank ve 200 top kayıp verdirtti. Kaybederken bile götürüyordu karşı tarafı. Arkadaşlar bu adam çok yanlış bir yere konuldu çok. Afrika nedir be führerim? Koysaydın ya mühimmat yığdırdığın Stalingrad'a. Tarihin en ünlü muharebelerinden biri olan Stalingrad muharebesi normalden daha kısa sürede, az kayıpla, muhtemelen de zaferle sonuçlanırdı. Zira Rommel'in sevilmesinin en büyük nedenlerinden biri de askerleri çoğunlukla eve sağ getirmesiydi. Onun yerine kaybetme oranı %90 olan bir yere az mühimmatla, iki devin karşısına konuldu. İtalyan güçlerinin de yalnız bırakmasıyla yenildi. Tarih yenildi diye yazdı, Hitler paranoyasıyla üzerine bir çizik attı ve Hanibal ile yarışabilecek bir komutan, olabilecek en kötü şekilde öldü. Ah be komutanım, olmasaydı sonumuz böyle..

    Günün En Popüler Başlıkları