hanmergen
    Bundan birkaç asır önce insanlar şimdikine göre daha doğal, daha normal, daha sağlıklı, daha mutlu idi. Evet, savaşlar vardı. Barbarlık vardı. Orman kanunları geçiyordu. İnsan ömrü çok da uzun değildi, kırk yaşında bir adam artık yaşlı bir adam sayılıyordu. Hastalıkların çoğunun çaresi bilinmiyordu, hatta hastalıkların da çoğu bilinmiyordu. Mesela kanser bilinmiyordu, "Küt diye öldü!" diyorlardı ölenin arkasından. Ama yine de günümüze göre durum daha iyiydi. Günümüzdeki durum da birkaç asır sonrasına kıyasla daha iyi, bundan emin olun. Gelişim, teknoloji gibi kavramların birer tuzak olduğunu artık görmek gerek. Sistemi öyle bir kurmuşlar ki köle olarak doğuyorsunuz, ananız ve babanız da zaten köleydi, onların anaları ve babaları da köleydi, sizin çocuklarınız da köle olacaklar. Buna dur demezseniz bu böyle devam edip gidecek. Sistem dışına çıkmak mangal gibi yürek ister. Kısa, özet olarak anlatmaya çalışacağım. Yine de size göre uzun bir anlatım olabilir, sıkılırsanız okumayın. Umurumda bile olmaz. Kölelik bitmedi. Sadece adı değişti. Birkaç asır öncesinden daha şiddetli bir şekilde devam ediyor. Hepiniz birer kölesiniz. Hayır, siyasetçilerin kölesi değilsiniz, onların da yönetenleri var. Siyasetçiler işin kalfası. Seçme özgürlüğünüz falan yok. Seçme özgürlüğünüzün olduğunu düşünebilesiniz diye demokrasi, seçim gibi kavramlar var. Bunların hepsi uydurulmuş saçmalıklar. Tıpkı dinî inançlar gibi, hepsi uydurulmuş bir yığın saçmalık. Daha da ileri gideyim, bundan birkaç bin yıl öncesinde insanlar en mutlu şekilde yaşıyorlardı. Hatta daha da uzun zaman önce, insanlar taşları yontup mağara duvarlarına o günkü avlarının resimlerini basit kök boyaları ile aktarırlarken inanılmaz mutluydular. Kıçlarında don bile yoktu. Ayıp diye bir kavram yoktu. Yapacağınız iş de belliydi: Kabilenin şamanı olmak, ava çıkmak, yenebilir bitkilerden ve meyvelerden toplamak... Sadece bu. Bunlar için saçma sapan eğitimler görmenize, sınavlara girmenize falan da gerek yoktu. Neyseniz o idiniz. Basitti her şey. Şimdi öyle mi? En dandik memurluğa kavuşabilmek için yıllarca okuyup, yüzlerce saçma sınava girip, bin tane herifin ağız kokusunu çekmek zorundasınız. Din diye bir şey yoktu. Doğaya özdeş birkaç şeye inanıyorlardı, o kadar. Şamanlar, Paganlar halen öyle. İnanç konusunda doğayı baz alırlar. Ben de onlardanım. Bir anlamda Türk Paganizmi diyebileceğim Tengricilik inancının mensuplarındanım. Doğruyu, kurtuluşu, kaçışı, özgürlüğü doğada arayanlardanım. Memurluk köleliktir. Öğretmenlik, doktorluk, kolluk, devlet memurluğu köleliktir. Sizler, yani kamu çalışanları, birileri rahatını sürdürebilsin diye varsınız. Varlık nedeniniz sadece bu. Bunun dışında hiçbir değeriniz yok sistem için. Çözüm nedir bilmiyorum. Ama teşhis bu. Sadelik, doğallık, doğaya uyum şart. Kurtuluş bu yoldan geçiyor. Buna inanıyorum. Buna bir çeşit devrimcilik de diyebiliriz. İlkel devrimcilik, doğal anarşizm, doğaya özgü devrimcilik, öze dönüş, adına ne diyorsanız deyin.

    Günün En Popüler Başlıkları